Blog

Toltek Bilgeliği ve Sevgi Farkındalığı | Ustaca Sevmek

Toltek Bilgeliği

“Bir Toltek, sanatların en güzelini, düş sanatını durmaksızın yaratan sevgi sanatçısıdır, ruhun sanatçısı.

Yaşam bir düşten ibarettir, eğer sanatçıysak bizler, sevgi ile yaratırız yaşamımızı ve düşümüz bir yapıta dönüşür. “ der, Don Miguel Ruiz.

Toltekler Kimdir?

Toltekler, Aztek Medeniyeti öncesinde olan üç kültürden –Mayalar, Olmekler, Toltekler- biri olarak kabul edilmektedir. Toltekler halkının nasıl ve nereden geldiği bilinmemekle birlikte, neden yok olduğu da bilinmemektedir. Başkentleri arkeologlara göre, Meksika’dan yaklaşık 80 km uzaklıkta bulunan, Teotihuacan yakınlarındaki, Tula olarak belirtilen bir kenttir. “Toltekler” sözcüğü Nahuatl dilinde “inşaatçı üstatlar” anlamına gelir. Kolomb Öncesi Amerika’yı araştıran arkeologlar, Toltekler’in oldukça gelişmiş bir uygarlık olduğunu ve miraslarının sonraki uygarlıkları etkilediklerini ifade etmişlerdir.

Don Miguel Ruiz ve Toltek Bilgeliği

Günümüzde ise, Toltek Bilgeliği ’nden bu kadar söz edilmesinin sebebi ,Toltek maneviyatçı ve neo-şamanik metinlerin üzerinde çalışan ve eserler yazan “Don Miguel Ruiz” sayesindedir. Meksikalı yazar aydınlanmanın en iyi yolunun eski öğretilerden geçtiğine odaklanan “Yeni Düşünce Hareketleri”nin üyeleri arasında yer alır.

Antropologlar’a göre Toltekler ne kadar pre-kolombiya uygarlığı olarak ele alınsa da Don Miguel Ruiz’e göre onlar spiritüel bilimciler ve sanatçılar topluluğudurlar. Toltekler, doğal yasalara uyumlu bir yaşam sanatının uygulayıcısıdırlar.

“Biz ağaca baktığımızda onu dinler ve ondan çok şey öğreniriz. Siz beyazlar, ağaçtan ne kadar kereste ve kar elde edebileceğinizi hesaplarsınız.” -Dört Anlaşma, Don Miguel Ruiz

Don Miguel Ruiz, Toltek Bilgeliği ’nin, ezoterik bilgileri içinde barındırdığını söyler. Asırlar boyunca gizli tutulmuş ve açığa çıkmak için zamanını beklemiş bir tür kadim bilgelik sistemi…

 “Eski Toltek kehanetleri, içinde bulunduğumuz çağın, bu bilgeliğe geri dönmenin gerekli olacağı çağ olduğunu söylüyor.”

Ustaca Sevmek adlı kitabına da, yıllar boyunca gizli tutulan bu bilgilerin artık paylaşılma zamanının geldiğini söyleyerek başlıyor, yazar.

Kutsal Enerji Sevgi ve Zehirli Parazitler

Hıristiyanların, Müslümanların, Hinduların, Panteistlerin, Budistlerin, Tolteklerin ve daha nice inanç sistemlerinin bahsettiği dünya üzerinde bulunan çok kutsal bir enerji vardı. Bu sevgiydi.

Toltekler, zihinlerimizin yaralarla kaplı olduğunu söylerler. Bastırılmışızdır, yaralı zihinler tarafından evcilleştirilmişizdir. Ve sonucunda sevginin zıttı olan korkularımız programlanmıştır. Toltekler zihindeki korkuya, zehirli parazitler derler. İçten içe yargılayan, bağışlayamayan, acı çekmeye odaklı zehirli parazitli insancıkların klonlamalarıyız. İnsan insanı evcilleştirmek için korkuyu kullanır. Bizi yetiştiren yaralı zihinler, onlara öğreten yaralı zihinler ve daha süregelen bir durum. Peki, aynı zehri çocukken almış bu yaralı zihinlere kızabilir miydik?

Yaralanmayı çocukken biz seçmemiştik, peki ya bize iyi gelmeyeni ayırt etme yaşına geldiğimizde… 

Toltek Bilgeliği, öz sevginin peşindedir. Bu kutsal varoluşumuzu kirlettiğimizi, kutsal yaşam enerjimizin yerine parazitleri koyup, seviyor-muş gibi yaptığımız zamanlarda aslında yaralı zihnimizin yaralarını kaşıdığımızı anlatır.

Doymamış Zihinler

Kıskançlık, sahiplenme, bağımlılık, muhtaç olma durumu, mutluluk kaynağını karşısındaki insanın veyahut canlının verebileceğine inanan bir zihin, asla doymayacaktır. Bu terimler adı altında yaşanılan sevgi, sevgi değildir.

Yine ikili ilişkilerde karşısındakini değiştirmeye çalışmak, kabullenişe geçememek adına söylenen bir kesit;

“ Köpekleri seviyorsanız neden gidip kedi alasınız? Kediniz olsun istiyorsanız ne diye at veya kuş alacaksınız? Birlikte olduğunuz insanları neden değiştirmeye çalışıyorsunuz? Başkalarını değiştirmeye çalışmak, köpeği; kedi ya da ata dönüştürmeye çalışmak gibidir.”

“Bu zehirli parazitleri nasıl temizleyeceğiz?” sorusuna ise, yazarın cevabı şöyledir;

“NEŞTER EDİNİN!”

Yaraları kazıyıp, açıp, temizleyin. Bağışlayın ve ilaç olarak sevginizi sürün.  Affedin, haklı haksız olduğunuz için değil. Haklı, haksız yoktur. Herkes kendi parazitiyle can çekişir. Kendiniz için affedin. Ancak kabule geçerek özgürleşebilirsiniz.

Başka kimsenin sizi mutlu edemeyeceğinin mutluluk kaynağının içinizden gelen sevgi olduğunun bilincindeyseniz, bu farkındalık sizi sevgi ustası haline getirir.

İlgisini çekenler için dipnot düşeyim; yazarın, Dört Anlaşma kitabında detaylıca zehirli parazitlerden ve onlarla yapılan anlaşmalardan ve o anlaşmaların nasıl bozulabileceğinden bahsediyor…

Toltek Bilgeliği

Sihirli Mutfak

Kitapta yer alan Sihirli Mutfak adlı bir bölüm bulunuyor. Kendine duyulan öz sevginin veya başkasının verdiği kadarıyla yetindiğimiz bir sevginin benzetmesini sunuyor. Kesit şöyle;

““Evinizde sihirli bir mutfağınız olduğunu hayal edin. Bu mutfakta dünyanın herhangi bir yerinden dilediğiniz yiyeceğe dilediğiniz kadar sahip olabiliyorsunuz. Yiyecek konusunda tasalanmanıza hiç gerek yok. Ne isterseniz sofranızda beliriyor. Son derece cömertsiniz, yiyeceklerinizi koşulsuzca, karşılığında herhangi bir şey istemeksizin başkalarına sunuyorsunuz. Evinize kim gelirse gelsin yalnızca paylaşmak adına, sevgi için besleyip doyuruyorsunuz. Eviniz her zaman sihirli mutfağınızın yemeklerinden yemek isteyenlerle dolup taşıyor.

Derken günün birinde kapınız çalınıyor. Elinde pizzayla birisi gelmiş. Kapıyı açıyorsunuz, karşınızdaki size bakıp ‘Şu pizzayı görüyor musun’ diye soruyor. ‘ Bana yaşamını kontrol etme izni ver, senden istediklerimi yap, pizzayı sana vereyim. O zaman hiç aç kalmazsın, sana her gün pizza getiririm. Bütün yapacağın bana iyi davranmak.’

Tepkinizi canlandırabiliyor musunuz?

Aynı pizza, belki daha bile iyisi sizin mutfağınızda var. Ama bu kişi gelip istediği her şeyi yapmanız karşılığında size yiyecek vermeyi öneriyor. Güler. ‘Hayır teşekkürler. Senin yiyeceğine ihtiyacım yok. Mutfağım yiyecek dolu. Evime gelip istediğini yiyebilirsin, karşılığında bir şey yapman gerekmez. Benden istediklerini yapacağımı düşünme. Beni kimse yiyecekle parmağında oynatamaz.’dersiniz.

Şimdi de tam tersini düşünün. Haftalar geçmiş, doğru dürüst yemek yememişsiniz. Açlıktan ölüyorsunuz, cebinizde para da yok. Elinde pizzayla çıkagelen kişi, ‘Bak, sana verecek yiyeceğim var. Alman için senden istediğimi yapman yeter.’ Diyor. Yiyeceğin kokusunu burnunuza geliyor, açsınız. Kabul etmeye karar veriyorsunuz. Siz biraz yedikten sonra, ‘Daha fazlasını alabilirsin ama istediklerimi yapmaya devam etmen gerek’ diyor.

Bugün yiyecek bir şeyleriniz var ama yarın olmayabilir. Onun için ne gerekiyorsa yapmaya karar veriyorsunuz. Yiyecek gereksiniminiz ve yokluk yüzünden köle haline gelebilirsiniz. Bir süre sonra kuşkular belirir içinizde. ‘Pizzam olmazsa ne yaparım? Pizzasız yaşayamam. Ya eşim benim pizzamı başkasına verecek olursa?’ dersiniz.

Şimdi yiyeceğin yerinde sevgi olsun.

Yüreğiniz sevgiyle dolup taşıyor. Sevginiz yalnız size değil bütün dünyaya yetecek kadar bol. Öylesine sevgi dolusunuz ki kimsenin sevgisine ihtiyacınız yok. Sevginizi şart koşmadan paylaşıyorsunuz. Sevgi milyonerisiniz. Birisi kapınızı çalıp ‘Sana verecek sevgim var. İstediğimi yap, senindir .’ diyor.

Sevgi doluysanız tepkiniz ne olur? Güler, ‘Teşekkürler ama sevgine ihtiyacım yok. Yüreğimde aynı sevgi, hatta daha büyüğü, iyisi var ve onu da koşulsuzca paylaşıyorum’ dersiniz.

Ama ya sevgi açlığı çekiyorsanız, yüreğinizde sevgi yoksa ve birisi çıkagelip, ‘Biraz sevgiister misin? İstediklerimi yapacak olursan sevgimi alabilirsin’ diyecek olursa? Bu sevgi için her şeyi yaparsınız. Hatta öyle yoksullaşırsınız ki bir parça sevgi için ruhunuzu verirsiniz.

Yüreğiniz o sihirli mutfak gibidir. Açarsanız gereksindiğiniz bütün sevgiyi bulursunuz. Diyar diyar dolaşıp ‘Ne olur, birisi sevsin beni. Öyle yalnızım ki, sevgiye layık değilim. Beni sevecek, sevilmeye layık olduğumu kanıtlayacak birisine ihtiyacım var’ diye sevgi dilenmenize gerek yok. Sevgi içimizde ama biz bu sevgiyi göremiyoruz.””

‘Ustaca sevmenin yegane yolu sevgiyi eyleme dökmek. Sevginizi doğrulamanız, açıklamanız gerekmez. Gereken sevgiyi yaşamaktır. Ustayı yaratan uygulamadır.’

Sevgiyle kalın.