Antik Çağ Filozofları,  Batı Felsefesi,  Felsefe

Filozof Herakleitos- Gizemli ve Tezeklere Sarılmış Bir Ölüm

Filozof Herakleitos: Melankolik Bir Düşünür

Çağında bir şeylerin daha fazlasının olduğuna inanan ve bunun üstüne giden çoğu düşünür; bu baskıyla baş etmenin yollarını aramaya çalışmışlardır. Ruhtaki arayış tutarlılığı ve bu tutarlılığın sürüklediği şüphecilik bazen katılığa bazen ise bükülemeyen bir karaktere dönüşür. İnsana özgü duygular, tutkular raflara kaldırılır ve çoğu zaman tozlanmaya mahkum edilir. Bu tozlanmış raflar, bazı zihinlerde melankolinin ardına bazı zihinlerde ise kahkahaların ardına atılmıştır. Herakleitos da Yunan ve felsefe dünyası “duygusuz ve karanlık” olarak tanımlar.

Oysa ki Herakleitos melankolinin içine batmış durumdaydı, gözyaşlarıyla devlete, insanlığa isyan eden ve çağın kötülüğüyle içi burkulan bir adamı “duygusuz” olarak nitelendirmek duygusuzluğun kendisi sayılabilirdi.

Herakleitos kimsenin yanlısı değildi. Hocasının da olmadığı bilinmektedir. Kendi felsefi bakış açısını kurmuştu ve gelecekte adı sayılır düşünürlerinde ikonu olacaktı. Onu eğiten kendi azmi ve doğasıydı. Bazı kaynaklar Ksenophanes ve Pythagorasçı Hippasos ile çalıştığını yazar.

Konuşmayı sevmeyen bu düşünüre, suskunluğunun nedeni sorulduğunda ise; “Siz gevezelik edebilin diye…”  derdi.

Bir bütün halinde logostan bahsettiği ve bu logosları evren, politika, teoloji olarak üçe ayrılan “doğa üzerine” adlı bir kitap yazdığı bilinmektedir. Bu eserini de Artemis Tapınağı’na hediye etmiştir. Kitabı ancak işin ehlileri okuyabilsin diye de gizemli ve karanlık bir üslupla yazdığı konuşulur. Karanlık filozof unvanı bu anlaşılması zor kaleminden gelir. Ve Theophrastos der ki; melankoliğe fazla bulanmış olduğu zamanlar bazı yazılarını ya yarıda bırakmış ya da olması gerekenden farklı şekillerde yazmıştır.

Yine de bu eser o çağda öyle ünlenmiş ki Herakleitosçu bir yöneliş başlamıştır. Belki de bu yüzden, Antik Çağdan elimize en fazla fragmanı kalan filozof olmuştur.

Filozof Herakleitos ve Kendine Sürgün

Polis Devleti, Herakleitos’un en yakın arkadaşı Hermodoros için sürgün kararı çıkartmıştır ve ona dostu adına bir yasa çıkartılması söylenmişti. O ise bunu reddederek, Artemis Tapınağı’na çekildi. Orada çocuklarla sık sık vakit geçirdiği söylenir. Bir gün yine çocuklarla taş oyunu oynarken etrafına Ephesoslular toplandı ve  bunu kendine niye yaptığını sorduklarında ise şu cevabı aldılar: “Niçin şaşırıyorsunuz sizi sefil varlıklar? Bu sizin politikanızla uğraşmaktan daha iyi değil mi?”

Melankolik ve gizemli bir filozofken, devlet politikasının kötü bir rejimle yönetildiğini düşündüğünden kendisini insanlardan ve kentten uzaklaştırıp, insan sevmeyen bir bilgeye dönüştü…

Tezeklerle Sarılmış Bir Ölüm

Herakleitos filozofunun bu melankolik ve içe çekilme hali kendini dağa taşa vurmasıyla sonuçlandı. Sebzeyle beslenmeye başladı. Sağlıksız yaşam koşullarından dolayı vücudu su topladı ve mecburen kente dönmek zorunda kaldı.

“Hekimlere bilmece sorar gibi yağmurdan sonra kuraklık yaratıp yaratamayacaklarını sordu. Hekimlerin onun ne demek istediğini anlamadığını görünce kendini sığır ahırına kapattı ve suyu kendini tezek atıklarına sararak buharlaştırmaya çalıştı. Ancak bu yöntem işe yaramadığından altmış yaşında ölmüştür. “

Bir rivayet daha vardır ki; tezeklerin üstüne yapışmasından kurtulamayınca kaskatı kesilmiş ve köpekler tarafından yenmiş olduğudur.

Tanrılar Sobanın İçinde: Arkhe Ateş

Doğa filozoflarının arkhe problemi Herakleitos’un felsefesine de konu oluyor. Thales su, Anaksimandros apeiron, Ksenophanes toprak derken Herakleitos ilk maddenin ateş olduğunu söylüyor.

“Ateş her şeyin üzerine geldiğinde onları yargılayacak ve ele geçirecek.”

Herkes için aynı olan bu kosmosu ne tanrılar ne de insanlar yarattı, ona göre. O her zaman vardı ve olacaktı. Belki sürekli değişecek, ateş gibi belli ölçeklerde yanacak ve sönecekti.

Herakleitos Filozofuna göre bütün şeyleri gören ve gözeten güneş, her şeyi meydana getiren değişimleri ve mevsimleri sınırlayarak, ortaya çıkararak, aydınlatarak yöneten ve her şeyden önce olan Tanrı’nın işbirlikçisiydi.

Ateş, maddenin hallerinde olduğu gibi sürekli hareket halindedir ve maddenin değişim gücüne sahiptir. Ateş bir elementtir ve her şey ateş ile takas halindedir ve yine her şey ateşin seyrekleşmesi ve yoğunlaşması sonucunda gerçekleşir.

Fragmanlarında düşünürün ateşe tanrısallığı atfettiğiyle ilgili kısa bir öykü vardır;

“Herakleitos’un kendisiyle buluşmak isteyenler söylediği sözü anlatırlar. Ona yaklaşmışlar ama ocağın yanında ısınmaya çalıştığını gördüklerinde duraksamışlar, Filozof Herakleitos ise onlara tereddüt etmeyip içeri girmelerini söyleyerek ‘Tanrılar burada’ demiş.”

Filozof Herakleitos “Panta Rhei” – Her şey Değişir!

“Aynı nehire gireriz ve girmeyiz, biziz ve biz değiliz.”

Herakleitosçu öğreti hiçbir şeyin aynı kalmadığını savunur. Kavranabilen her şey daima bir akış halindedir ve onlara dair bir bilgi yoktur. Bunun için nehir benzetmesini kullanır.

Bir nehire ilk kez girdiğinizde siz, sizsinizdir. Ancak ikinci kez girdiğinizde siz, siz olmaktan çıkıp başka bir size doğru devinmişsinizdir. Bu devinişte üst yüzeyde olan her şey değişmek üzerine kuruludur. Ancak töz aynı kalır. Herakleitos’a göre her şey logos’a göre gerçekleşir (logos, hakikatin kendisiydi) ve bu gerçekleşme sürekli savaş halindedir.

Her şey Birdir – Zıtların Uyumu Anlayışı

Herakleitos’un söylediğine göre her şey karşıtlıklarıyla vardır. Hastalık sağlığı, acı mutluluğu, çalışmak dinlenmeyi her zaman daha iyi kılar. Ve zıtlar zıtlarını doğurur, ona göre.

Bir olan ayrışarak kendi içinde bir uyum yaratır. En güzel uyum ise; uyuşmaz olanlardan doğuyor ve her şey çatışmadan meydana geliyor.

“Bilinmeli ki savaş <her şeyde> ortaktır, adalet çatışmadır ve her şey çatışmadan ve zorunluluktan doğar.”

Herakleitos’a göre SAVAŞ (KAOS) her şeyin babası ve kralıdır. Varoluşun olmazsa olmaz ilkelerinden biridir. Ona göre inilen ve çıkılan yol bir olsa da zıtlıklar bu yolu ‘bir’ yapmaktadır.

“Tanrı: Gündüz gece, kış yaz, savaş barış, tokluk açlık. ‘O’ başkalaşır, tıpkı <ateşin> tütsüyle birleştiğinde her bir tütsünün kokusuna göre adlandırılması gibi.”

Ona göre birlik, çokluk, arkhe (ilk ilke), zıtlıklar ve logos(akıl,söz) hepsi doğayla aynı şey aslında. Bu noktada Herakleitos da, Panteist bir tutum sergiliyor gibi gözüküyor . Evrenin kendisi ve uyumu aslında Tanrı olandır.

Fragman’dan alıntılar:

  • “Köpekler tanımadıklarına havlar.”
  • “Bilgelik tektir: Her şeyi, her şey üzerinden yöneten düşünceyi bilmek.”
  • “İnsanın karakteri kaderidir.”
  • “Ölçülü olmak en büyük erdemdir. Bilgelik gerçeği söylemek ve her şeyin doğasına uygun davranmaktır, onu anlayarak.”
  • “Uyuyan insanlarda işçidir ve kozmosa katkı sunar.”

Kaynakça:

Herakleitos – Fragmanlar (Kültür Yayınları)

F.M.Cornford- Sokrates Öncesi ve Sonrası

Jean Paul Dumont – Antik Felsefe