Cainizm Felsefesi
Doğu Felsefesi,  Felsefe,  Hint Felsefesi

Cainizm Felsefesi ve Ontoloji – Yaratılışsızlık Öğretisi

Cainizm Felsefesi

Cainizm Felsefesi’ne göre Loka’nın (evren) ne bir başlangıcı ne de bir sonu vardır. Cainizm herhangi bir tanrının varlığını kabul etmez. Yaratılış öğretisinde de, yoktan var eden bir tanrı yoktur. Yoktan bir şeyi var etmek, mümkün değildir. Zaman ve varlık her zaman vardır. Cainistlere göre, kütlenin korunumu yasasına benzer şekilde, evrendeki maddenin toplamı aynıdır.

Cainizm Felsefesi, nedensellik bakış açısında doğada neden ve sonucun her zaman aynı olduğunu, maddeden bağımsız bir tanrının maddi bir yapıyı oluşturamayacağını savunur. Ahlak, tanrıdan değil, kozmosun kendisinden gelen ahlaki bir düzenin sonucudur.

Önceki öğretilerde olduğu gibi yine karma teorisiyle kişi, kendi eyleminin meyvelerini toplamaktadır. Ancak bu Upanişadlar‘daki gibi evrenin maya görüntüsünden kaynaklanan bir döngü değildir. Karma döngüsünün sebebi, Budizm’deki gibi kişinin kendi cehaletinden kaynaklanır. Ve yine Budizm’de olduğu gibi, Cainizm’de de kişinin kendi iradesi, kişiye geri takdim edilir. Kurtuluş yani mokşa kişinin iradesiyle, cehaletten kurtuluşuyla mümkün olacaktır.

Cainizm Felsefesi ve Ontoloji

Tüm evren farklı türdeki maddelerden oluşmuştur. Bu maddeler gunalara (değişmeyen temel karakterlere) ve paryayalara (değişen yapılara) sahiptirler. Ayrıca bu maddeler astikaya ve anastikaya olmak üzere iki grup altında sınıflandırılabilirler. Astikaya, her şeyin maddesel kütlesi anlamına gelmesinin yanı sıra, tüm maddelerin salt olarak var olmasını ifade eder. Ancak tek bir madde, yani kala (zaman) var olmaktan yoksundur ve bu sebepten anastikiya grubunda yer alır. Astikiya maddeleri de kendi içerisinde iki alt gruba ayrılmaktadırlar. Bu gruplar civa (ruh) ve aciva(cansız) olarak adlandırılmaktadır. Civa ise kendi içerisinde mukta (özgürleşmiş ruh) ve baddha (zincirlenmiş ruh) olarak ikiye ayrılır. Aynı şekilde baddha da trasa (hareket eden) ve sthavara (hareket etmeyen) olmak üzere iki alt dala daha ayrılır.

Cainizm’e göre sözü edilen tüm ruhların dünya içerisinde yaşamaktadırlar. Hareket eden civa duyularına göre, insan dört duyulu, arılar üç duyulu, karıncalar iki duyulu, solucanlar ve bitkiler tek duyulu olarak sınıflandırılır.

 Civaların sınıflandırılmasına ek olarak acivalar da dört kategoride sınıflandırılabilir. Bunlar akaşa (mekan), dharma (hareket koşulları), adharma (sakinlik) ve pudgala’dır (madde). Ayrıca pudgala da iki öz bulunur. Bunlar anu yani dünyadaki su, hava ve ateşi ifade eden öz ve anuların da birleşmesiyle oluşan saughata özüdür.

Cainizm Felsefesi ve Yaşam Prensibi – Civa

Civa, kelimesi ruhtan çok yaşamsal bir prensibi ifade eder. Fakat bilinç düşüncesinin ortaya çıkmasıyla beraber civa, bilinç seviyesine göre değerlendirilip yeni anlamlar kazanmıştır. Bu anlamların başında her şeyi bilen ve tüm karmaları aşmış mükemmel civa yer almaktadır. Düzenlemenin alt sıralarında ise bozuk civa olarak kabul edilen ateş, su, hava ve bitki yer edinmiştir. Ancak bu sınıflandırma özünde biyolojik bir sınıflandırmadır. Dahası bu sınıflandırmanın temeli bir ve iki algıya sahip duyu organlarına dayandırılmıştır.

Bilinç düşüncesinin gelişmesiyle civa, bilinci kanıtlamaya çalışmıştır. Bu doğrultuda civanın vücut ile etkileşimi, zamanın başlaması ve bedenin var olması ile eş zamanlıdır. Civanın formu olmasa da tıpkı küçük ya da büyük bir odanın içinde yanan bir kandil gibi, yaşadığı bedeni büyüklüğüne göre aydınlatır. Bu açıdan bakıldığında, civa şekilsizdir ve boşluğu tamamen kaplamaktadır.  Aslında bu durum civanın, madde ile olan ilişkisini de etkilemektedir. Geçmiş eylemlerinin yarattığı eğilim nedeniyle bir civa, art arda gelen farklı bedenlerde yaşamaya başlayabilir. Civa sınırsız olmasına rağmen karmanın sebep olduğu belirsizlikle parçalanabilir. Bu doğrultuda acılarımızın ve mutluluklarımızın kaynağı karma olarak gösterilir. Başarılı yeni doğumların gerçekleşmesi, karmadan kurtulmanın temel yoludur. Nefret ve arzu gibi duygular etkin olduğu sürece karmaya bağlı kalınır ve böylece yeniden doğumların sürekliliği devam eder.

Cansız Prensip – Aciva

Cainizm Felsefesi içerisinde civa terimi kadar önemli bir yere sahip olan bir diğer terim ise aciva’dır. Aciva duyu organlarımızın algılayabildiği objeleri ifade etmektedir. Aciva, rupa (pudgala yani maddeyi oluşturur) ve arupa (dharma, adharma, akaşa ve kala dışındaki oluşumdur) olarak sınıflandırılır. Rupa ve arupa içerisindeki beş kategori loka’yı oluşturur ve bu beş kategorinin ötesi aloka denilen ölçülemez sonsuzluktur. Akaşa, lokaşaya bölünür. Alokaşa ise hükümsüzlük ve geçersizliktir.

 Cainist lokaşa öğretisine göre dünya evrenin sadece bir kısmını kaplamaktadır. Dahası Canistler, evrenin şekli ile ilgili olarak birtakım farklı düşüncelere sahiptirler. Örneğin, evrende asılı kalan şeyler kaosa yol açacaktır, çünkü Cainist düşünceye göre evren kendi başına hareket etmektedir. Dharma ve adharma öğretisi evrenin hareket olayını şu şekilde tanımlamaktadır: Evren kanunları bir kozmos üretmeye mecburdur. Böylece sonsuz zaman ile göreceli zaman arasında bir fark oluşur. Bu farka göre göreceli zaman bir şeylerin hareketleriyle bağlantılıdır. Bu düşünce doğrultusunda madde, farklı incelik ve görünürlük derecelerinin altı farklı biçiminde var olmaktadır.

Ayrıca dokunma, koku, renk ve ses özelliklerini özümseyen nesnelerdir. Dünyadaki her şey maddeden oluşmasına rağmen, tek bir istisna olan akaşa maddeden oluşmamıştır. Pudgalanın yani maddenin en küçük yapıtaşı atomdur. İki ya da daha fazla atom ile birleşmesiyle saughata oluşabilir. Cainizm Felsefesi’ne göre insan bedeni madde atomlarının birleşmesinden oluşmuştur. Öyle ki konuşma, nefes alma ve zihin aslında maddenin ürünleridir.

Cainizm Felsefesi’ne göre içerisinde birçok unsuru barındıran evrenin, kalpakala olarak adlandırılan bir döngüsü vardır. Bu döngü silindir şeklindedir ve on iki eşit parçaya bölünmüştür. Bu kalpakala döngüsünün yukarı doğru hareketine utsarpini, aşağı doğru hareketine avasarpini adı verilir. Aşağı doğru hareket sürecinde çağ yozlaşmaya başlarken, yukarı doğru harekette evrene mutluluk ve huzur hakim olur.

Cainizm Felsefesi – Syadvada Teorisi

Cainist öğretisini diğer öğretilerden ve dinlerden ayıran “Syadvada Teorisi” dir. Bu öğreti “mantıklı yedi adım” ya da “yedi aşamalı düşünce” olarak tanımlanır. Çok yönlü gerçeklik görüşünü net bir şekilde ortaya koyar.

 Syadvada Öğretisi’ne göre bir nesne üç yolla bilinebilir. Bu yollar durniti, naya ve pramanadır. Kısmi bir gerçeği, mutlak gerçekle karıştırmaya veya yanlış hükme varmaya durniti nedir. Bir durumun göreceli gerçeğine naya, kısmi bir gerçekliğin farklı şekillerde yorumlama olasılığına da pramana denir. Her nayanın, pramana olabilmesi için syat tarafından nitelik kazanması gerekir. Syat, gerçeğin sembolü olarak kabul edilir ve tüm zıt görüşleri ortadan kaldırır. Göreceli hükümler yedi değerlendirilme ile gösterilebilir:

  1. Syadasti: Göreceli olarak bir eşya gerçektir.
  2. Syannasti: Göreceli olarak, bir eşya gerçek değildir.
  3. Syadasti nasti: Göreceli olarak, bir eşya hem gerçek hem de gerçek değildir.
  4. Syadavaktavyam: Göreceli olarak, bir eşya tanımlanamazdır.
  5. Syadasti cha avaktavyam: Göreceli olarak, bir eşya hem gerçek hem de tanımlanamazdır.
  6. Syannasti cha avaktavyam: Göreceli olarak, bir eşya hem gerçek değildir ve tanımlanamazdır.
  7. Syadasti cha nasti cha avaktavyam: Göreceli olarak, bir eşya gerçektir, gerçek değildir ve tanımlanamazdır.

Kaynakça:

  • Kalpa Sutra – Bhadrabahu Svami (çev. Mert Çağatay Yazlık)
  • Hint Felsefesi Tarihi – Mysore Hiriyanna