Antik Çağ Filozofları,  Batı Felsefesi,  Felsefe

Sofistler-Protagoras ve Gorgias “İnsan Her Şeyin Ölçüsüdür!”

Sofistler, MÖ. 5. yüzyılda kuşkucu bir tavır takınan ve eleştirel bakış açılarıyla felsefe öğreten gezgin öğretmenlerdir. Sofist kelimesi Grekçe “sophos” zeki, bilge, becerikli anlamlarına gelir. Çağın politik anlamda gelişime ve değişikliğe gitme gereksinimi kuşkucu tavır takınan sofistlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu gezgin öğretmenler politik ve retorik eğitimleri üstünde durmuşlardır.  Bu açıdan bakılınca sofistler, doğru bilginin araştırılmasından ziyade karşı tarafı ikna etmenin yollarını insanlara aktarmışlardır. Şüpheci yaklaşımları “Antik Yunan Aydınlanması” denilebilecek bu dönemde felsefeye en önemli katkılarındandır. Sofistler dönemlerinde oldukça saygı gören bilgelerken, bilgilerini para karşılığında sunmaları sonraki filozoflar için tartışma konusu olacaktır. Sokrates, Platon, Aristoteles gibi düşünürler bilginin para karşılığında satılmaması gerektiğini savunacak ve sofistlere karşı antipatik bir tavır alınacaktır.

İlk “bireye” dönük bir bakış açısı sofistlerle bu denli ortaya atılacaktır. Sofistlere göre, doğru bilgi yoktur. Olsa bile bilinemezdir. Sofistler öncesi düşünürler bilgiyi dış dünyada “nesnede” ararken, sofistler özneye özgü bir bilgi anlayışı geliştirmişlerdir. Öznenin kendine has algısı, nesneyi algılayıştaki en temel açıdır. Soğuk, tatlı, acı vs. gibi etkenler kişinin algı durumuna göre değişiklik arz ederdi. Ve bu algılayış biçimleri herkese göre değişkendi.

Etik konusunda bakış açıları yine şüphecidir. İyi, kötü, doğru, yanlış, adalet, politik çıkarımlar, değer yargıları ve daha nice tutum kültürden kültüre, insandan insana değişirdi, onlara göre.

Sofistler düşünceleriyle kuşkucu felsefenin temellerini attılar. Ve bir içe dönüş başlattılar. Sokrates ne kadar sofistleri kınasa da aslında kendi düşüncelerini ifade ederken bile onların insana dönüşünü ele alacaktır. Sokrates, insan önce “kendini tanımalı” diyecektir. Ve Sokrates sonrasında da bilgi arayışı, sofistlerin açtığı ters yönelimle doğadan insana yöneliş başlatacaktır… Sofistler arasında en ünlü düşünürler Protagoras ve Gorgias’tır.

Sofistler- Protagoras “İnsan Her Şeyin Ölçüsüdür!”

Abdera doğumlu olduğu ve sonrasında Atina’ya taşındığı bilinir. Sokrates’in çağdaşıdır. Sitenin politik işleyişinde görevler almıştır. Sofistik hareketin başlatıcısı olarak kabul edilir. Ölümü Sokrates’inkine benzer niteliktedir. “Tanrılar olsaydı bile biz bunu bilemezdik” söylemiyle, tanrıtanımaz ilan edilecektir.

Tümeller yalnız adlardan ibarettir, ona göre. Varlık ise; sadece görünendir. Doğrular, bütüncül değildir. Doğrular tek tektir. Ne kadar insan varsa o kadar doğru bilgi vardır. Tamamen zıt iki görüş bile aynı ölçüde doğrudur. Politik bakış açısı da bu şekildedir, her yönetim biçimi, kendi stratejik bakış açısıyla kendi içinde doğrudur.

Sofistler, kendilerini erdem öğretmenleri olarak da tanımlamışlardır. Protagoras’a göre herkesin içinde aynı ölçüde erdemli insan olma potansiyeli mevcuttu. Ve erdemler öğretilebilirdi.

“Bütün şeylerin ölçüsü insandır, var olanların var olmalarının ve var olmayanların var olmamalarının.”

“Herhangi bir şey bana nasıl görünüyorsa benim için öyledir, sana nasıl görünüyorsa senin için de öyle… Üşüyen için rüzgâr soğuktur, üşümeyen için ise soğuk değildir.”

Gorgias “Bir Şey Bilinse Bile Başkasına Aktarılamaz!”

Retoriği Empedokles’ten öğrendiği bilinmektedir. Retorik öğretmenidir. Ona göre, her şeyi ve herkesi hitabet sanatıyla kandırabilir ya da ikna edebilirsiniz önemli olanda karşı tarafı ikna etmektir.

İlk nihilist tutumu da Gorgias’ın şu sözüyle görmekteyiz;

“Hiçbir şey var değildir, herhangi bir şey var olmuş olsa bile bilinemez, bilinmesi mümkün olsa bile başkasına iletemeyiz.”

Onun bu ontolojik(varlık),  epistemolojik (bilgi) tutumu ve nihilist tavrı, felsefi arayışların gereksizleştirilmesi ve olumsuzlanması gibidir. Sokrates öncesi felsefe de onunla son bulacaktır.

Kaynakça:

F.M.Cornford- Sokrates Öncesi ve Sonrası

Jean Paul Dumont – Antik Felsefe