Doğu Felsefesi,  Felsefe

Zerdüştlük Felsefesi – Özgür İrade ve Ahlak

Zerdüştlük ve Zerdüşt Öğretisi

Zerdüşt, doğrudan tanrısıyla iletişime geçtiğini savlayan eski bir İran peygamberiydi. Kimilerine göre ise, özgür iradeyi savunuşuyla ve çağının gerektirdiği, kurban etme ritüellerini reddedişiyle bir reformcuydu. O’nun tanrısı Ahura Mazda, “akıl ve bilgelik tanrısı”ydı.  Ve O’nun kanlı kurbanlara ihtiyacı yoktu. İyiyi düşünen, iyiyi söyleyen ve iyiyi eyleyene ihtiyacı vardı. Zerdüşt Öğretisi, kaynağı kutsal kitap Avesta’da yer alan on yedi mezmur ya da “gatha”da kapsanmıştır.

“Hangi yanda duracağım doğrunun mu, yalanın mı? Görüşecek miyim yalancı biriyle kötülük yapan ya da onların kurbanlarıyla acı çeken, hakikat için? Yanlış, hep yadsır senin değerli armağanlarını. Yayılmaz mı yalan onların akıllarına ve yüreklerine?”

Zerdüşt Öğretisi’nin tek tanrılı bir inanış olduğu söylense de, bu sav günümüzde bile tartışılmaktadır. Zerdüşt’ün çağı çoktanrılı bir inanışa sahipti. Zerdüştlük, mitik anlatımlarında Ahura Mazda’yı tek ilahi güç olarak tasvir etse de; iyiyi ve aydınlığı temsil eden Ahura Mazda’nın karşısına, kötülüğü ve karanlığı yansıtan Angra Mainyu’yu koyar. İran Mitolojisi’nin tanrılarını da melekler veya “Cömert Ölümsüzler” olarak öğretisinin içine yerleştirdiği yazılır.

“Zerdüşt bir anlamda, tapınılmaya layık tek bir sonsuz yaratılmamış varlığa inanma anlamında, herhangi bir İbrani ya da Arap peygamberinin yüceltilmiş tanrı kavramına benzer bir yüceltilmiş tanrı kavramıyla gerçekten de tek tanrıcı idi. Ancak Ahura Mazda’yla birlikte varolan başka bir yaratılmamış, tapınılmaması gereken, kötücül varlığı kabullenişiyle, aynı zamanda ikici idi.”- Mary Boyce

Zerdüştlük, düalistik bir inanç biçimidir. Zerdüştlüğün bütün doktrinsel ve ritüelist yanı, iki ilahi gücün arasındaki savaştan, bunun kozmolojik anlayışından çıkar. Bu savaş, insanın ve evrenin yaratımını da beraberinde getirecektir.

Zerdüştlük ve Tarih Anlayışı – Metatarih

Bütün antik dinlerin tarihi ve zamanı döngüsel biçimde tasvir edilir. Bir başlangıcı ve sonu yoktur. Madde hep vardır. Kaosun içinde tasvir edilse de vardır ve kaosun içinden kozmik bir süreç yükselir. İlk defa Zerdüştlük ile birlikte klasik tarih ve zaman anlayışı, bir reforma gider. Tarihin ve zamanın artık başlangıcı ve sonu vardır. Madde yoktan var edilmiştir. Zerdüştlük aracılığıyla lineer bir tarih tasviri ortaya atılmış olur. Lineer tarih tasviri, süreç içinde zamanın yaratılışı, monoteist dinleri derinden etkilemiştir. Zamanın sonunun olması ve sondan sonra başka bir sürece geçilmesi fikri, bir “metatarih” anlayışıdır. Böylelikle cennet ve cehennem tasviri ortaya çıkar. Zurhanizm, Manişehizm gibi dinler zaman ve lineer tarih anlayışını daha da kökleştirmiştir.

Düalist Kozmik Savaş

Evrenin henüz yaratılmadığı bir evrede, ilahi düzlemde iki güç vardır.  Ahura Mazda ve Angra Mainyu. Ve melekler… Angra Mainyu’da başlangıçta bir melek olarak ele alınır. Sonrasında Angra Mainyu karanlık bir yerde yaşıyorken; Ahura Mazda’nın aydınlık içerisinde yaşıyor olmasını kıskanacaktır.  

Ve Ahura Mazda’ya kozmik bir savaş açacaktır. Bu kozmik savaşta kendilerine yardım etmek üzere bir varlık türüne ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç dünyanın ve insanın yaratılmasıyla sonuçlanacaktır.

Bu kozmik savaşın başlangıcını ve sonunu on iki bin yıl olarak belirlerler. Ve bu zaman dört evreye ayrılır. Her evrede bir taraf kazanır ve bu süreçte insanlarda bir taraf seçmek durumunda kalırlar. Tarafların insana ihtiyacı vardır. Onların ruhuna ihtiyacı vardır. Ve ruhu/menogu yaratan, üfleyen Ahura Mazda’dır. Biz, içimizde Ahura Mazda’nın bir parçasını taşımaktayızdır. Ancak bedenimizi şekillendiren Angra Mainyu’dur. Beden bu yüzden bütünüyle iyi bir şey değildir. Bu iki güç arasında bir seçim yapmamız gerekir. Burdan da Zerdüştlüğün ahlak ve ritüelleri yükselecektir.

“Şu sözlerime kulak veriniz, aydınlık bahşeden düşüncelerle bakınız, kadın ve erkek herkes, irade ve aklıselimle kendi özgür seçimini yapmalıdır.”

Zerdüşlüğe göre her üç bin yılda bir, size doğru yolu gösterecek bir mesih gelmektedir. Şu an dördüncü evredeyiz, Zerdüştlere göre.  Ve en sonunda Zerdüşt’ün gelmesiyle kıyamet kopacak ve devir kapanacaktır. Savaşın sonu gelecek ve başka bir süreç başlayacaktır. On iki bin yılın sonunda ne olacağı aslında kadersel anlamda bellidir. İyi tanrı kazanacaktır.

“Başlangıçta ey Mazda!

Düşüncenle

Bizim için teni, aklı ve iradeyi yarattın

Ve bize, söz ve davranış gücü verdin.

İstedin ki herkes özgür bir şekilde tercihini yapsın.”

Kozmolojik olarak incelendiğinde, Ahura Mazda aslı olan unsurdur. Yaratım için ise, bir neden gereklidir. Angra Mainyu, hikayede bir piyon gibidir. Bir kaos ortaya çıkacak ve böylelikle yaratım süreci başlayacaktır. Ahura Mazda’nın savaşı kazanmasıyla da, Angra Mainyu, sahneden çekilecektir. Bu bakış açısı, monoteist bir tutuma geçişi kolaylaştıracaktır.

Dört Evre

Birinci evre: Yaratılış evresidir. Ahura Mazda şerri ortadan kaldırmak için ruhu/menogu yaratır. Ruh, nur şeklindedir. 3000 yıl boyunca savaş devam eder ve sonra aralarında anlaşma/pagmanag yaparlar. Anlaşmadan sonra Tanrı ve Angra Mainyu ruha beden/getik giydirir… İlk olarak göğü yaratır, sonra suları, sonra dünyayı yaratır. Dünya düzdür ve suyun üzerinde yüzmektedir.

İkinci evre: Yeryüzünün üzerinde evrenin dengesini ve temeli olacak, Hara dağını ve hayat ağacını yaratır. Sonra ise; ilk insan gayomartı yaratır. Ateş ardından Asha veya artha/düzeni yaratır. Her şeyin prototipi bu dünyadadır. Bu dönem üç bin yıl sürer ve hareket yoktur. Sonrasında ise, Angra Mainyu bu varlıklara saldırır, bu üç bin yıl Angra Mainyu egemenliğindedir.

Üçüncü evre: Ahura Mazda hareketi yaratır. Gün, gece ve zaman oluşur. Varlıklar, şimdiki haliyle var olur. Bu süreçte soyut olan, metafizik tasvirler; daha somut ve fiziki bir yapıya evrilmiştir. Esas insan, ilk insan çifti, erkek ve kadın bu evrede yaratılmıştır, masia masianag.

Dördüncü evre: Son üç bin yıl içinde bulunduğumuz dönemdir. Kıyamet sahnesi de bu evrede gerçekleşecektir.

Dört Element

Zerdüştlük, doğal elementleri –hava, su, toprak, ateş- kutsal saymaktadır. Ancak hava, su ve toprak kirlenir. Ateş ise kirlenmez ve aydınlığı yani Ahura Mazda’yı temsil eder. Bu yüzden Zerdüşt tapınaklarının sönmeyen ateşleri vardır. Duaları da ateşe ya da güneşe edilir. Ateşi referans alıp, dua ederken, nefes kirli olduğu için ağızlarına bir peçe takarlar ki; ateş kirlenmesin.

İnsan öldüğünde, insanı gömmezler veyahut yakmazlar. Çünkü gömerlerse toprağı, yakarlarsa ateşi ve havayı, suya atarlarsa suyu kirletmiş olacaklardır. Bu yüzden “Sessizlik Kulesi” denilen, şehirden uzak olan, yüksek yapılara götürürler ve özellikle kuşların yemesi için oraya bırakırlar.

Zerdüştlük – Artha ve Ahlak

Artha’ya evrensel düzene dahil olabilmeniz için üç şey yapmanız gerekir:  “Humata, Hukta, Huvarşta.”; İyi düşünce, iyi söz ve iyi eylem.  Aynı zamanda kötülüğe (Anaşavan) karşı duracak ve yani iyi “Aşavan”  tarafını seçeceksiniz. Bunlar yapıldığında evrensel düzeni sağlamış olacaksınızdır.

“Tanrı, doğruluk cevheridir. “Doğruluk” üzerine kurulu olan bu dünyayı, insanların doğruluk, dürüstlük, çaba, gayret, düzen ve adaletle en iyi şekilde içinde yaşamaları, bedensel ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamaları, bilgi ve görüyle ruhlarını donatmaları için yarattı.”

Kaynakça:

  • Otuz Beş Doğu Filozofu – Diane Collinson, Robert Wilkinson
  • Zertüştilik: Tarih, Doktrin ve Ritüeller – Prof. Dr. Kürşad Demirci Söyleşisi
  • Zerdüşt – Yeşim Demir