Yoga

Karma Yoga ve Yasası – “Ne Ekersen Onu Biçersin”

Karma Yoga ve Yasası

Sanskritçe ‘KR’ kökünden -yapmak eylemek- fillinden türemiştir. Karma kavramı da ‘eylem, icraat’ olarak çevrilebilir. Bu öğretiye göre her eylem bir iz bırakır. Madde aleminde de bu önüne geçilemez bir fizik kuralıdır. Her eylem sonrasında bu eylemin bir sonucu oluyor. Eylemi yapan kişi yani özne, eylemi icra ediyorsa o eylemin sonucunu da kabul etmek zorundadır. Buna etki-tepki veya sebep-sonuç ilişkisi de denilebilir. Öznenin bir etki yaratması ve etkinin bir sonuç doğurması o kişinin karmasına dahildir. Bu noktada karma insanın yaptıklarından ortaya çıkan sonuç ve bunun tamamen öznenin rolüyle meydana gelmesi denilebilir.

Örnek verilirse; bir meyveyi örneğin çileği yediğiniz anda çilek dilinizde bir tat bırakıyor. Çileğin tadı beyninizde belirli yerlere kaydoluyor. Artık çileğin tadını öğrenmiş oluyorsunuz.  Daha sonrasında çileğin tadının kaydolduğu bellekten bir düşünce olarak ortaya çıkıyor ‘çileğin tadı’ Hafıza da beliren düşünce sonrasında dile yani söze düşüyor.  ‘Ben çilek yemek istiyorum.’ Artık düşünce, söz oluyor. Sonrasında ayağa kalkıp, çilek yeme eylemini gerçekleştiriyorsunuz.

Karma felsefesinde etki tepki derken direkt olarak fiziksel eylemden bahsedilmiyor. Bu onun görünen en üstün körü hali. Alt metninde önce düşünce sonra söz olarak var oluyor. En son ki aşamada icraata geçilirse eyleme dönüşüyor.

Eylemin, eylem olmadan önce daha derin varoluşları var.

Bu felsefeye göre düşünce, söz ve eylemin ardı ardına gelmesi gerekiyor. Bazen düşünce tohumlarından sonra eyleme geçilirken bazen her fiziksel eylem, bir düşünce yaratıyor ve söz olarak bu eylem kendini var ediyor.

Bilişsel davranış psikoloji kuramında; düşünce, duygu ve davranış üçlemi vardır. Düşüncenizi değiştirirseniz, davranışlarınızı veyahut tam tersi davranışlarınızı değiştirirseniz düşüncelerinizi değiştirirsiniz. Bu daha bilimsel tarafıdır ki karma felsefesinde daha ruhani bir öğreti söz konusudur.

Düşünce, söz ve eylemin art arda bir döngü halinde olması, kişinin karmasının kısır döngü içine girmesine sebep oluyor.

Karma bu döngünün kendisidir. Bu döngüyü bir kez koparttığınızda ortada bir sarmal kısır döngü de kalmayacaktır.

Karmik Döngüler

Karmik kanunlarına göre; bu yaşamımızdaki mevcut durumumuz geçmiş hayatlarımızdaki hareketlerimizin bir sonucudur.

Kişinin bu hayatındaki veya geçmiş hayatındaki edinimleri, o kişinin kader planını belirler.  Bu bakış açısına ‘Ne ekersen, onu biçersin’ deyimi cuk oturabilir.

Karmik döngüler, kişi ortaya çıkan bütün karmik bedellerini ödeyene kadar ve saf bir farkındalık kazanana kadar devam eder. Önemli olan gerçekleşen deneyimden ders çıkarıp, o olayın mesajını tam olarak özümleyip algısını ve deneyimini tamamen gerçekleştirerek bu sarmal döngüyü kırabilmektir.

Karmanın felsefesi, semavi dinlerdeki kader anlayışıyla oldukça benzemektedir. Ancak ayrıldığı nokta hem insanın bir kaderinin yani karma planının olması hem de özgür iradenin varlığıyla bu plan üstünde kontrol sahibi olduğumuzu söylemesidir. Karmanın anlayışı, ayrıksı benliklerin ortaya çıkmasının bir sonucudur, bu öğretiye göre.

Karma döngüsünden çıkmanın yolu olarak Vedanta öğretisi şöyle söyler; “Eğer özne olmayı bırakırsan, hiçbir eylemin sonucuyla da bağımlı halde olmazsın.”

Vedanta’ya göre üç karmik tür vardır:

  1. Sançita Karma: Eylemlerin, bellekte bıraktığı izler. Henüz söze, davranışa dönüşmemiş ancak zihne ekilmiş bir tohum olarak düşünülebilinir. Ekilmiş olan tohum toprağın altındadır, ancak yeterli ısı ve ışık olmadan filizlenemez. Filizlendiği takdirde tohumun varlığını hatırlayabilirsiniz. Bu tohum derinlerde yatan güdüler, arzu – istek gibi düşünülebilinir. Tekrar doğma anlayışına göre yeniden bedenlenmenin ardında yatan karma türüdür.
  2. Prarabdha Karma: Bir zaman önce ekilmiş bir tohumun, filizlenmeye başlamasıdır. Yani düşünceye dönüşmesidir. Geri döndürülemezdir. Bu sebepten kader planını belirleyen ve yaratan karma türüdür.
  3. Agami Karma: Tohumun artık ağaç olduğu haldir. Ağaç artık kendi tohumlarını atabilir veya atmayabilir. Geleceği belirleyen karma’dır. Şu anda yaptığınız, ayırt etme yetisi ve zeka ile ortaya atılan ve  yeni icra edilen eylemlerdir. Bu karmik türde özgür irade ve sorumluluk devreye girer.  Prarabdha Karma‘nın aksine bu karma türünde eylemlerin tekrar bitkiye dönüşmesi engellenebilir.

KARMA YOGA

Karmanın kısır döngüsünden özgürleşmenin en önemli yollarından birisi, karma yoga yani eylem yogası olan icraatların meyvelerine tutunmadan, ben ve benim demeden, eylemlerden özgürleşmektir.

Karma Yoga, eylem ve birleşmek anlamlarına gelen kelimelerden türer. Eylem ile birliği ve birleşmeyi amaçlayan yoga koludur. Eylem yogası olarak da çevrilebilir. Jnana Yoga ve Bhakti Yoga ile birlikte Trimarga’dan yani yoganın üç kolundan biridir. Karma yoga, eylemlerimizin ve onların sonuçlarının farkında olarak, meyvelerine tutunmadan ‘ben’ ve ‘benim’ demeden icra etmektir. Bundan dolayı karma yoga doğru eylemin yogasıdır. Bir çıkar gözetmeden,  her şeyle bir olduğumuz anlayışıyla kendini adayarak canlılara hizmet etmenin anlayışını ele alır. Gönüllü hizmetler, karşılıksız öğretmek gibi örnek verilebilir. Karma yoga, her eylemde mutlak olanı görerek eylemde bulunma anlayışıdır.

Kaynakça:

Sanskrit Yoga ve Vedanta Sözlüğü – Damla Dönmez/Canan Demir