ruh ikizi
Antik Çağ Filozofları,  Batı Felsefesi,  Felsefe,  Mitoloji

Platon da Aşk – Antik Çağ Ruh İkizi Mitosu ve Seks Tanımı

Platon da aşk.

Aşkın ne olduğu, sevginin çeşitleri, sevgi ve aşkın ayrımı Antik Çağ düşünürlerinin de üstünde durduğu bir konuydu. Özellikle Platon  “Şölen ve Dostluk” metninde diyalog şeklinde aşkın ve sevginin versiyonlarını altı kişiyi konuşturarak oluşturmaya çalışmıştı.

Antik Yunan dili “ Eski Grekçe” kelime yoğunluğu ve anlam bakımından oldukça zengin bir dildi. Üstüne düşünülmeyi, felsefe yapmayı diğer ülkelere ve dillere nazaran daha mümkün ve uygun kılıyordu. 

Türkçe dilinde aşk ve sevgi birbirinden ayrılıyordu. İngilizce de aşk ve sevgi  “love” olarak tek bir kelimeyle ifade ediliyordu. Yunanca’da ise aşkın altı farklı hali bulunmaktaydı ve her içeriğin kendine uygun bir tanımı vardı.

Platon’da Aşkın Altı Hali

Philia: Arkadaşça, dostça, çıkarsız, erdemli sevgi.

Eros: Şehvetli, tutkulu, arzu dolu “aşk” Fiziksellikten de kaynaklı olabilecek birini romantik anlamda isteme, aşık olma hali.

Agape: Tanrısal sevgi, merhametli, güven dolu bir aşk.

Storge: Erostan farklı olarak, kişilerin birbirlerine olan benzerliğinden dolayı ilgi duyulmaya başlanması, arkadaşlığa, dostluğa, aşka evrilen, fiziksellikten kaynaklı değil merak ve anlaşılır olmaktan duyulan arkadaşça aşk.

Pragma: Mantıklı aşk, örneğin; mantık evliliği gibi bir yarar üzerine kurulan aşk.

Phelautia: İnsanın kendine duyduğu, salt sevgi ve aşk.

Platon da aşk ”Şölen ve Dostluk” diyaloğunda iki ayrı aşk tür olarak işlenir. Şölen metninde “eros”tan yani tutkulu bir aşktan söz ederken, Dostluk Diyoloğu’nda “philia”  dostça ve arkadaşça olan bir sevgiden bahsedilmektedir.

Platon da Aşk – Şölen Diyaloğunda Aşk, Ruh İkizi Mitosu

Bugün bile aşk denildiği zaman akla gelen “ruh ikizi” olma inancı Antik Yunan’da da bir inanç durumundaydı. Bugün aşk tanımımızı yaparken, bir ruh eşimizin olduğunu ve onu bulduğumuzda kendimizi pembe bulutların üstünde bulacağımız, tamamlanacağımız düşüncesini Antik dönemde temellerini Aristofanes atmıştı.

Aristofanes’de Aşk ve Seks

 “İlk yaratılışta, erkek ve kadın bugün ki hallerine hiç benzemezlerdi; sadece bir gövdesi, bir boynu ve her biri ayrı yönlere bakan çift yüzlü kafaları olan androjen varlıklar mevcuttu.

Sanki iki yaratık sırt sırta yapıştırılmış gibi, iki cinsel organı, dört bacağı, dört kolu vardı bunların.

Ama kıskanç Yunan tanrıları, dört kollu bir yaratığın çok fazla çalışabildiğini fark ettiler; ters tarafa bakan iki yüz sürekli tetikteydi; dolayısıyla bu varlıklara kalleşçe saldırmak mümkün değildi; dört bacak sayesinde fazla yorulmadan uzun süre ayakta durabiliyor ya da yürüyebiliyorlardı. Ve en tehlikelisi: Çift cinsiyet organlı bu yaratığın üremek için kimseye ihtiyacı yoktu.

Bunun üzerine, Olympos’un mutlak hakimi Zeus dedi ki: “Şu ölümlülerin gücünü elinden almak için bir planım var.” Şimşeğini fırlattığı gibi androjenleri ikiye bölerek erkek ve kadını ayırdı ve bütünden ayırarak tekil bir şekilde yarattı.

Dünyanın nüfusu bir anda artıverdi; aynı zamanda da üzerinde yaşayanlar güçten düştüler ve yollarını şaşırdılar; artık kayıp yarılarını aramak, yeniden onunla kucaklaşmak zorundaydılar. İki bedenin tek beden olmak üzere kaynaştığı bu kucaklaşmaya seks diyoruz.”

Bu efsane zaman içinde öylesine putlaştırılacaktı ki, günümüzde bile aşkı fiziksel bir bütün hissetme hali olarak tanımlayacak ve bulamadığımız takdirde ise; kendimizi yarım, tam olmayan, güçsüz bir varlık olarak hissedecektik.

Platonik Aşk

Antik Yunan’da kadınların arka planda olması ve asıl önemli alanın politika ve siyaset olması o dönemin aşk bakış açısına da yansımıştır. Sahnede erkekler vardır ve hep birbirleriyle iç içedirler. Kadınlar ise; en revaçta olan etkinliklerden uzaktır. Bu yüzdendir ki erdemli ve yüce sevgi daha çok sahnede olanların birbirlerine duyduğu aşk olarak atfedilecekti.

Antik Çağ’da öğretmene, üstün bilge kişiye duyulan sevgi anlamında kullanılan “paiderastia” kavramı vardır. O dönemde öğretmen ve öğrenci arasında bir hayranlık ve aşk söz konusudur. Öğrenci öğretmeninin bilgeliği ve üstünlüğü üzerine çekilebilir ve aşık olabilirdi.

Platon “Şölen Diyaloğu”nda Sokrates’in öğrencisi Alkibiades’in hocasına “paiderastia” gibi bir aşk beslediğini yazar. Alkibiades Sokrates’e aşkını ilan etmiş ve kendisini ona sunmuştur. Ancak Sokrates  Alkibiades’i reddetmiş ve onun sadece yanına yatmasına izin vermiştir.

Bizim günümüzde tek taraflı aşk olarak kullanılan “platonik” kelimesi de Platon da aşk, Şölen metnindeki bu hikayeden gelmektedir. Çünkü Platon’a göre fiziksel çekim aşkın olmazsa olmazlarından değildir. Platon da aşk, duyusal olan deneyimlerden ziyade hakikate ulaştıran tinsel bir iç akıştır. Platon’un diyaloglarında Alkibiades’i reddetmesi aslına bakılırsa “ruh ikizi” mitosuna karşı çıktığının göstergesiydi. Platon da aşk aranarak, bulunan bir şey değil, içsel olarak emek harcanan ve büyütülen bir şeydir. İnsanı büyüten, besleyen ve kendine güzel şeyler kazandıran, gerçeği görmeye yardımcı olan tinsel bir eylemdi; aşk, ona göre.

Kaynakça:

  • Platon- Şölen ve Dostluk Diyaloğu
  • İsmail Gezgin- Antik Yunan ve Roma Sanatında Cinsellik ve Erotizm