Mitoloji

Pygmalion ve Galateia Hikayesi – “Heykeline Aşık Heykeltraş”

Pygmalion ve Galateia Hikayesi

Usta bir heykeltraş olan Pygmalion, kadınlardan nefret ederdi. Ömrü boyunca kimseyle aşk yaşamayacağına ve evlenmeyeceğine yemin etmişti. Onun sanatı kendisine yetiyordu.

Günlerden bir gün, bir kadın heykeli yapmaya karar verdi. Pygmalion’un bu kararını almasındaki sebep; kadınlara olan nefretinin etkisi miydi, yoksa herkese kusursuz bir kadının nasıl olması gerektiğini göstermek istemesi miydi, bilinmiyor.

Pygmalion ve Galateia Hikayesi

Pygmalion sanatını en mükemmel bir şekilde ortaya koymak için uğraştı, didindi. Ustaca en iyi kadın heykeli yapabilmek için, günlerce sanatının üstünde çalıştı. Ve emeklerinin karşılığını aldı. O güne kadar gelmiş geçmiş en mükemmel kadın heykeliydi, onun emeğinin karşılığı.

Yaptığı kadın heykeliyle öyle gurur duyuyor, heykelle o kadar sık vakit geçiriyordu ki sonunda ona aşık oldu. Heykel o kadar gerçekçi bir kadını andırıyordu ki, ona bakıldığında sanki her an canlanacakmış gibi duruyordu.

Bir süre bir erkek kadınıyla nasıl oyalanırsa, Pygmalion’da heykeliyle öyle oyalanacaktı. Ona elbiseler alıp; giydirecek, çiçekler armağan edecekti. Gece olunca yatağına yatıracak, öpüp koklayacaktı. Pygmalion her gece düşlerinde heykelinin canlandığını görüyordu. Günler böyle geçti ve Pygmalion sonunda cansız bir şeyi sevdiğini anlayıverdi.

Aşk Tanrıçası – Pygmalion’un Dileği

Aşk tanrıçası, Pygmalion’un bütün bu hallerini görüyordu ve bu yeni aşk biçimiyle yakından ilgileniyordu. Sonunda bu mutsuz adama yardım etmeye karar verdi.

Venüs bayramı gelmişti. İnsanlar aşk tanrıçasına kurbanlar kesiyor, çeşitli şenlikler ve şölenler düzenliyor, aşıklar Venüs’e (Yunan’da Afrodit) kavuşabilmeleri için yakarıyordu.

Pygmalion da aşk tanrıçasının tapınağına gidip, yakardı ona;

“Karşıma yaptığım heykele benzeyen bir kız çıkarman için sana yalvarıyorum.”

Sonra evine gidip fildişinden olan sevgilisinin karşına geçti. Uzun uzun baktı heykeline, eğilip cansız dudaklarından öptü.

Ansızın irkilip geri çekildi, Pygmalion. Öptüğü dudaklar her zamanki gibi soğuk değildi, ılıktı. Bir daha öptü; o ılık dudakların gittikçe ısındığını, yumuşadığını hissetti. Büyük bir sevinçle sarıldı, can bulan heykeline. Venüs Pygmalion’un bu büyük aşkını karşılıksız bırakmamıştı.

Pygmalion ve Galateia Hikayesi ’ni Romalı şair “Ovidius” kaleme almıştır. Ve onun mitoloji öyküsünde heykelin canlandığı kısma kadar işlenmiştir. Ancak rivayete göre heykelin “Galateia” adını aldığı ve bir de çocukları Paphos’un bir şehre ismini verdiği biliniyor.