Antik Çağ Filozofları,  Batı Felsefesi,  Felsefe

Pythagoras Felsefesi ve Ruh Göçü- Pythagorasçılık

Pythagoras felsefesi ve ruh göçü.

Pythagoras, kimi zaman tutucu bir cemaat lideri, kimi zaman aritmetiği Yunan dünyasına kazandıran bir matematikçi, kimi zaman ezoterik öğretileriyle Antik Yunan’a mistisizim bakışı savunan bir filozof.

Pythagoras öncesi doğa filozofları;  felsefenin başlangıcını daha çok evreni, doğayı, nesneyi;  somut şeylerde sorgularken, Pythagoras; kurtuluş ve doğru yaşam erdemlerinin üstüne gidecektir. Sokrates’e de insanın içe dönmesi gerektiğinin kapılarına aralayacaktır.

Ruh kavramını, sayıların evrenin düzenindeki temel ilke olduğunu, felsefenin yani yaptıkları düşünce eyleminin; bilgelik sevgisi olduğunu ilk o söyleyecektir.

Bugün hala kullandığımız ‘küp’ ve ‘kare’ teorilerini ortaya atacaktır. Dik üçgenin, iki kısa kenarının karşı uzun kenarına eşit olma fikrini (Pisagor üçgeni) bulan, aritmetiği Yunan dünyasına ilk getiren filozof olarak felsefe ve bilim tarihinde özellikle kendi çağında adını duyuran en baba filozoflardan biri olacaktır, Pythagoras.

Pythagoras Felsefesi ve Hayatı

İyonyalı düşünür, bugün ki Kuşadası bölgesinde, Antik Sanos Kenti’nde doğmuştur. Sanos’un titanıyla anlaşamadığından dolayı burayı terk edecek ve İtalya’ya yerleşecektir. Güney İtalya, Croton da Antik Yunan’ın ikinci felsefe okulu olan Pythagorasçılık Okulu’nu aslına bakılırsa bir nevi cemaatini açacaktır.

Doğa filozoflarında olduğu gibi Pythagoras zamanında da aynı soru etkisini sürdürmeye devam ediyordu.

Evrenin arkhesi yani ilk ilkesi neydi?

Varlığın ana ilkesinin ne olduğu sorunu…

Pythagoras Felsefesi: Her Şeyin Ahengi Sayılardır

Sayıların babası olarak da bilinen Pythagoras, arkhe ‘sayılardır’ der. Evren belirli bir düzen ve uyum içindeydi ve bu düzenin oluşumundaki temel ilke ise sayılardı. Her şey sayılardan meydana gelmekteydi ve doğada olan her şey sayılara indirgenebilirdi.

Sayıların bir ahenkle evreni oluşturuyor oluşu görüşünden sonra müziğin de sayılardan meydana geldiğini anlayarak, müzikle yakından ilgilenmeye başlayacaktır. Müzik eğlence aracından, ruhun gıdası konumuna yükselecektir, onunla.

Pythagoras’un Ruhu ve Ruh Göçü

Ruh kavramını felsefeye ilk kazandıran kişi de Pythagoras olacaktır. Doğu dünyasındaki reenkarnasyon ve ruh göçü kavramlarını Batılaştırarak Yunan dünyasına kazandıracaktı.

Ona göre, ruh ezoterik ve mistik bir olguydu. Ruha ulaşılması gerekiyordu. Onu hak etmek için uğraşmalıydınız, beden aşılması gereken bir engeldi ona ve tarikat üyelerine göre.

Pythagoras’un ruh kavramı sonrasında Platon’un da ilgisini çekecek, bu kavramı daha detaylı ve kendine has bir şekil de ele alacak ve Platon şu sözleri söyleyecekti.

“Beden, ruhun hapishanesidir.”

Ruh göçü ve reenkarnasyon inançları Kadim Hint ve Mısır öğretilerinde de geçiyordu. Pythagoras bunu felsefe düzleminde ortaya atacak, aklın ötesinde olarak mistisizimi ele alan ilk filozof olacaktı.

Pythagoras geçmiş hayatların olduğunu savunmaktaydı ve geçmiş hayatta başka bir şekilde meydana geldiğini hatırladığını söylüyordu.

Ona göre bir kere dünyaya gelmiyorduk. Şuan yaşadığımız hayatımızdaki roller farklı, geçmişte bulunmuş olduğumuz roller farklıydı. Kimi zaman köpek, kimi zaman doktor, kimi zaman böcek, kimi zaman bir ağaç olmuş olabilirdiniz. Ve karmanızdan kurtulamazsanız, gelecekte de bu göçün devam edeceğini savunmaktaydı. Bir nevi ölümsüzlük inancını yaratmıştı.

Çoğu kadim inançlar da olduğu gibi hayata deneyim edinmek için geliyordunuz. Yeniden doğarak farklı rollerden ruhunuzu yüceltecek erdemler edinmeniz ve kurtuluş yolunu bir şekilde bulmanız gerekiyordu.

Aslına bakılırsa bu fikirlerin kaçının Pythagoras’a ait olduğunu bilmiyoruz. Kurduğu Pythagorasçılık Okulu’nda her şey herkesindi, zira düşüncelerde öyle.

Herkesin tek bir yolu vardı: bilgeliği sevmek ve ruhun kurtuluşa ermesi için çalışmak.

Ancak cemaatin kurucusu olduğundan ve öğrencilerinin Pythagoras’a olan büyük hayranlığından çoğu fikri ona armağan ettikleri söylenmektedir.

Pythagorasçılık Okulu ve Felsefesi

  • Antik Yunan’da felsefe okullarından ikincisi olan Pythgorasçılık Okulu MÖ. 6. Yy da Güney İtalya, Croton’da kurulmuştur.
  • Bu cemaat öğrencileri, doğa filozoflarından oldukça farklı bir bakış açısı yakalayacaklardı. Varlığın ilkesi, niteliksellikten nicelikselliğe geçiş yapacaktı. Her şey sayıların düzeninden oluşurdu, onlara göre. Ve Milet Okulu’ndaki gibi doğaya yönelişten ve teorik bilgi ediniminden, pratik bilgi edinimine geçilecekti.
  • Müzik ve astronomi onlar için oldukça önemliydi. Müziğin ve astronominin düzeni ve ahengi onların oldukça ilgisini çekmiş ve araştırma konuları olmuştu.
  • İyonya şartlarında bu cemaate kadınlarda üye olabiliyordu. Onlar da eğitim görebiliyor ve felsefeye katkı da bulunmaları izin veriliyordu.

Pythagoras ve Vejeteryanlık

Pythagoras’ın ruh göçü kuramını ortaya atmasıyla hayvan etinin yenmesi yasaklanacaktır. Çünkü yediğiniz hayvan, günahkar bir arkadaşınız veya oğlunuz olabilirdi, bu cemaate göre.

Pythagoras, öğrencilerine etin yanında rahatsız ettiğinden dolayı baklagil yemeyi de yasakladığı söylenmektedir. Ancak atletlerle veya o dönemin sporcularıyla çalışırken, onlara diyetine proteini yani özellikle et ve baklagili eklemesi gerektiğini söylemiştir.

Pythagorasçılığın Nihai Amacı

Pythagoras’ın ruh kavramını ortaya atmasıyla beden, ruh çatışması başlayacaktır. Beden, ruhtan daha aşağı sayılacaktı. Felsefeyi uygulamanın ve öğretmenin amacı da insanların kurtuluşu, arınması olacaktır.

Ruhlarını, göç etmelerini sağlayan karmadan arındırmak, bilgi yoluyla aydınlanarak evrenin uyumuyla birleşmek ve beden göçünden kurtulmak için bu denli insanın kendisine yönelişi; nihai amaçlarıydı.

ÖNERİ: Pythagoras’ın ezoterizmi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz;

Bir Gizem Peygamberi -Pythagoras kitabına göz gezdirebilirsiniz.