Doğu Felsefesi,  Felsefe,  Hint Felsefesi

Upanişadlarda Yaratılış ve Kozmogoni – Brahman’ın Oyun Alanı

Upanişadlarda Yaratılış

İlk başta yalnız olan tanrı, bu durumdan mutlu olmadığı için canlı dünyayı meydana getirirken daha sonra yaratılmış olan tüm organik canlıları çiftler halinde oluşturmuştur ve o çiftlerin birleşmeleriyle, insandan karıncaya kadar tüm canlılar meydana gelmiştir. Upanişadlarda yaratılışın, evrenin Brahman’dan çıkması şeklinde olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla Brahman’ın, yaratma süreci içerisinde tam bir bütün olarak bulunduğu kabul edilmektedir.

Ayrıca Brahman’ın evreni, sportif bir haz gibi çaba harcamadan meydana getirdiği savunulmaktadır. Bu nedenle tüm yaratılanların mutluluktan ortaya çıktığı yaklaşımı benimsenmiştir. Bu yaratılmışlar, varlıklarını da bu mutlulukla devam ettirirler ve bu mutluluk içinde yok olurlar. İnsanın bu mutluluk içerisinde acı çektiği zamanların, Brahman’ın unutulduğu zamanlar olduğu kabul edilmektedir. Nitekim dünya Brahman’ın oyun alanıdır. Ve insan mayanın yanılsamasına tutunmadan, ikiliklerden azade yaşamı bir oyun alanı olarak görmelidir. Her şeyin Brahman’dan çıkışı Brihadaranyaka Upanişad’da şöyle ifade edilmektedir:

“Bir örümceğin iplik veya bir ateşin kıvılcımlar çıkarması gibi duyuların, alemlerin, Devaların, varlıkların tümü Kişi’den çıkar. İşte bu Kişi’nin Upanişad’ı (gerçek ad ve öğretisi) “Gerçeğin Gerçeğidir.” Muhakkak ki duyular gerçektir, Kişi de gerçeğin gerçeğidir.”

Mundaka Upanişad’da ise şu ifadeler yer almaktadır: “Bir örümcek ağını nasıl örer, bitkiler yeryüzünde nasıl büyür, saçlar ve tüyler insanın başında ve bedeninde nasıl biterse, Yok Edilemeyenden öyle çıkmıştır her şey… Brahman derin düşünce (Tapa) yoluyla artar ve madde (yiyecek) böyle ürer; maddeden nefes, zihin, gerçek (Satya) ve dünyalar (yedi), dünyalarda insanların işlerinden de bu işlerin ölümsüz, ebedi sonuçları, ödülleri ve cezaları ürer… Her şeyi algılayan ve her şeyi bilen, derin düşüncesi bilgi olan en yüce Brahman’dan Brahman’ın adı, sureti ve maddesi (yiyecek) doğar.” Vedalar’da olduğu gibi Upanişadlar’da da yiyeceğe, “prana”ya son derece önem verilir.

Taittiriya Upanişad’da şöyle denmektedir: “…Topraktan bitkiler, bitkilerden yiyecekler, yiyeceklerden tohum, tohumdan da insan gelir. Dolayısıyla insan yiyeceğin özünden oluşur… Yeryüzünde yaşayan tüm yaratıklar yiyeceklerden türemiştir. Onlar yiyecekle yaşar ve sonunda yiyeceğe dönerler. Çünkü tüm varlıkların en eskisi yiyecektir ve bu yüzden ona her derde deva (panacea) – Sarvauşada (Sarvaushadha) – denir, yani tüm bitkilerden oluşan veya tüm varlıkların bedeninin ısısını dindiren.” 

Fiziksel Dünya – Nama ve Rupa

Kozmik ve akozmik yaklaşımın, aşkın ve içkin anlayışın her ikisi de evrendeki sıradan şeyleri yalnızca nâma ve rûpa olarak nitelendirmektedir. İsimlerin, fiillerin, sıfatların ve bağlaçların bulunduğu söz dağarcığının toplamı nâmadır. Aklın etkinlik alanı bu kavram hazinesinden oluşmaktadır. Rûpa ise nâmanın dış karşılığıdır. Nâma ve rûpa, akıl ve duyu organları sahibi düşünen insanı, aynı zamanda düşünme ve algılamanın birer nesnesi haline getirmektedir. Ayrıca insanlar dışındaki tüm algılanan nesneler de birer ad ve biçim sahibidir, böylece nâma-rûpa, tüm fiziki dünyadır. Daha basit bir ifadeyle, rûpa, bir nesnenin şeklini ifade etmekteyken, nâma bir nesneyi gösteren kelime ya da addır. Upanişadlar’ın monizminde tek gerçeklik Brahman (Mutlak)’dır. Dünyanın Brahman’dan ortaya çıkışı, isimlerin ve şekillerin farklılaşması olarak görülmektedir.

Nâma ve rûpadan ibaret olan sıradan şeylerin, ister gerçeklik, ister Brahman’ın birer görüntüsü olsun, her ne kadar Brahman’ın bunlardan tamamen farklı olduğu savunulsa da Brahman’dan tamamen ayrı olmadıkları kabul edilmektedir. Tikel bir varlıkta da rûpa ne kadar zorunluysa, nâmanın da aynı derecede zorunlu olduğu savunulur. Ayrıca bazen, fiziki varlıklar betimlenirken, nâma ve rûpayla birlikte üçüncü bir terim olan hareketten bahsedilmektedir.  Bu terimle fiziki dünyanın dinamik yönüne işaret edilir.

Upanişadlarda Yaratılış – Evrenin Oluşumu

Evrenin oluşumu, iyi, ışık ilkesi olan sattva, tutkuyla karışmış bulanıklık, karışıklık ilkesi olan raja ve karanlıklar ilkesi olan tamanın, yani Üç Guna’nın içerdikleri unsurların miktarına göre görüngüsel, nesnel ve ruhsal dünyanın biçimlendirilmesiyle gerçekleşmiştir.

 Bu karışımdan ilk beş öğe olan eter, hava, su, ateş, toprak yani Brahman’ın yumurtası adı verilen evren meydana gelmiştir. Kozmik yumurtanın üst yarısı yedi gök katını oluşturur ve onun ötesinde de boşluk vardır. En yüksekte ise esas gerçek olan Brahman bulunmaktadır. Alt yarısında ise diğer yaratıkların bulunduğu, yedi yer altı katı olan patala bulunmaktadır. Patalanın en alt katını, naraka adı verilen ve cezalıların bulunduğu cehennemler oluşturmaktadır ve bunlar da genel olarak kendi içlerinde yedi ve katları şeklinde bölünmektedir.

Upanişadlarda Yaratılış – Organik ve İnorganik Varlıklar

Nâma ve rûpadan ibaret olan fiziki dünya varlıkları, organik ve inorganik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İnorganik olan varlıklar, “ruhların rollerini oynamak zorunda olan” varlıklardır ve bunlar beş temel unsurdan (toprak, su, ateş, hava ve eter) oluşur. Bu unsurlar beş duyu organıyla bağdaştırılmaktadır ve bunların her biri bir duyunun özelliğini taşır. Bu unsurların birleşimiyle fiziki dünyada var olan, farklı nitelikteki maddeler oluşur ve her birleşimde ağır basan element, aynı zamanda temsil ettiği duyunun özelliklerini ortaya koymaktadır.

Organik olanlar ise ruhları barındırmaktadır. Bu organik varlıklar, yumurtadan doğan, tohumdan doğan, toprağı yararak çıkan ve terden doğan şeklinde dört sınıfa ayrılır. Organik varlıklar içerisinde olan ve mikrokozmos olarak nitelendirilen insanla tüm diğer fiziki canlıları içerisinde barındıran ve makrokozmos olarak nitelendirilen evrenin birbiriyle olan yakın ilişkisinin, Upanişadlar’da; toprak, ateş ve suyun, insanın nefes, görme ve derisine karşılık geldiği şeklinde olduğu belirtilmektedir.

 Öte yandan atmosferin, göğün, dört gök ülkesinin ve dört ara yönün, hem rüzgara, güneşe, aya ve yıldızlara, hem de işitmeye, düşünmeye, konuşmaya ve dokunmaya karşılık geldiği ve bitkilerin, ağaçların, mekan ve vücudun; ete, kaslara, kemiklere ve iliğe karşılık geldiği ifade edilmektedir. Ayrıca bu organik varlıklar dağıldığında beş element haline indirgenmekte, yeniden yaratma meydana gelince tekrar benzeri bir organik yapı halini almaktadırlar. Bununla bağlantılı olarak yok olma ve tekrar yaratılma düşüncesini içeren Kalpa Teorisi Upanişadlar’da geçmektedir ve Karma Doktrini ile ilişkilidir.

Mundaka Upanişad’da şöyle denmektedir: “Çeşit çeşit olan nesneler, sadece Tanrı’nın tezahürleridir. Bu sebeple, sadece nesneleri tanımak yeterli değildir. Aynı şekilde, insanların bütün faaliyetleri de sadece evrensel yaratılış seyrinin safhaları olduklarından dolayı; sadece faaliyet göstermek de yeterli değildir.”

Kaynakça:

  • Mysore Hiriyanna, Hint Felsefesi Tarihi
  • Upanişadlar – F.Max Müller
  • Rigveda –  İş Bankası Yayınları (çev. Korhan Kaya)
  • Hint Felsefesinin Temelleri – Korhan Kaya
  • Hinduizm – Korhan Kaya
  • Sanskrit Türkçe Sözlük – Korhan Kaya
  • Vedalar ve Kaynağı Üzerine – Ali İhsan Yitik /Hammet Arslan
  • FELSEFİ DÜŞÜNCENİN İLK METİNLERİ: UPANİŞADLAR (Yüksek Lisans Tezi) – Alper İPLİKCİ