Medusa Efsanesi ve Athena’nın Öcü – Feminist Öfkenin Simgesi
Medusa Efsanesi
Kainat, tanrıların hükmündeyken; dünyada Phorkus ve Keto’nun üç kızı yaşarmış. Kızlarından ikisi ölümsüzken, biri ölümlüymüş. Ölümlü, güzeller güzeli Medusa tanrıçaların kıskanması ve tanrıların kendisine aşık olması kaçınılmaz bir güzellikteymiş.
Medusa diğer kardeşleri Euryale ve Stheno’yla birlikte kendilerini tanrılara adamışlar. Ve Zeus’un kızı Athena’nın tapınağında yaşarlarmış. Athena, Medusa’nın güzelliğinin ve naifliğinin farkındaymış ancak kendisinin daha güzel ve zeki olduğunu düşündüğünden Medusa’yı çok da umursamamış.
Athena, Poseidon ile birlikteymiş. Ve Zeus’un kardeşi denizlerin tanrısı Poseidon, Medusa’yı gördüğünde O’na aşık olmuş. Medusa’ya ilgisi ilk gördüğü günden beri artıyormuş ancak ölümsüz ve denizleri hükmüne alan bu kudretli tanrı, kendisinin bir ölümlüye aşık olmasının diğer tanrılar tarafından küçümseneceği düşüncesiyle gizliden gizliye aşkını yaşıyormuş. Adı aşksa…
Athena başlarda kocasının Medusa’ya olan ilgisini fark etmemişse de, tanrıların kralı babası Zeus’tan Poseidon’un gizli hayranlığını öğrenmiş ve kocasına konuyu açtığında ise Poseidon tamamen bu fikri reddetmiş. Reddetmiş reddetmesine ancak Medusa’yı aklından bir türlü çıkaramıyormuş. Poseidon’un Medusa’ya sahip olma tutkusu gittikçe büyümüş ve bir gün karısının tapınağında, O’na zorla sahip olmuş.
Tanrıça’nın Öfkesi
Kainatlar güzeli Medusa tapınağın içinde harap ve üzgün bir halde kalmaya devam ediyormuş. Athena’nın bu ihaneti duyması çok uzun zaman almamış. Ve tanrıça bu olayı öğrendiğinde, Poseidon’un yaptığı karşısında kendini aşağılanmış hissetmiş.
Bir Hera, bir de Athena… Tanrıça durur mu? Öfkesi, kini içini öyle bir kavurmuş ki, kocasına gücü yetmeyince hıncını bir ölümlüden çıkartmak için yemin etmiş. “Seni ve kız kardeşlerini öldürmeyeceğim. Tıpkı benim çektiğim acılar gibi, acılar içinde kıvranacaksınız!”
Ve söylediğini yapmış. Medusa’yı ve kardeşlerini birer canavara dönüştürmüş. Güzeller güzeli Medusa ve kız kardeşleri öylesine çirkin yaratıklara dönüşmüş ki, güzelliklerinden eser kalmamış. Yine de tanrıça tatmin olmamış. Medusa’nın dalgalanmasıyla rüzgarı bile mest eden, her bir saç telini yılana dönüştürmüş. Yetmiş mi? Tanrıça’ya yine yetmemiş! Çünkü bu haliyle bile merak uyandırıyor ve bakışları üstüne çekiyormuş, ölümlü. “Gözlerinin değdiği herkes, taşa dönecek!” demiş, tanrıça. Böylece onu ve kardeşlerini birer Gorgon’a dönüştürüp, lanetlemiş. Medusa ve kız kardeşleri artık keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlar, GORGONLAR’mış. Medusa’nın gözüne değen herkes taşa dönüşecek ve öyle kalacakmış. Athena’nın lanetiyle birlikte Medusa dünyanın en kuzeyine Hyperborea’a sürülmüş.
Medusa Efsanesi – Ölümü ve Perseus
Zeus’un Argos Kralı Akrisios’un kızı Danae‘dan bir oğlu varmış. Athena’nın üvey kardeşi, Perseus! Uzun zaman geçmiş ve Athena, Medusa’ya verdiği cezanın az olduğuna karar vermiş. Üvey kardeşi Perseus’la anlaşarak O’nun kafasını kopartmasını istemiş. Perseus da kabul etmiş.
Medusa, Stheno ve Euryale Antik Deniz Tanrıçası olan Phorcys‘in kızlarıymış ve tanrıça kızlarını yay, ok ile kutsamış. Yaylar yer altına ait ve lanetliymişler. Medusa kendisini lanetleyenlerden intikam almak için, eski güzelliğine kavuşmak ve kendini korumak için yay ve oku kullanıyormuş. Medusa lanetlendikten sonra bakışlarıyla taşa çevirirken yaptığı yılan oklarla da hedefini vuruyormuş. Yayı sağ eliyle tutarsa lanet getirirmiş, sol eliyle tutar ise; bakışları taşa çevirirmiş. Perseus, Medusa’nın gücünün farkındaymış ve tanrıların sahip olduğu ışıltılı, gücü kendinde taşıyan kılıcıyla Medusa’nın yanına gitmiş, zorda olsa yılan saçlı başını bedeninden ayırmış…
Ancak Athena’nın bilmediği bir şey varmış. Medusa, Poseidon’dan hamileymiş. Ve ölümlünün gövdesinin kafasından ayrılmasıyla çocukları Pegasus ve Chrsyar, Medusa’nın cansız bedeninden dışarı çıkıvermişler.
Athena, Chrsyar’ın iyi bir savaşçı olacağını düşünüp, onu kendisine almış. Tanrıçadan uzun süredir bir canavarla savaşacağı için yardım isteyen Bellerophone’ye de kanatlı atı Pegasus’u vermiş. Perseus ise; Medusa’nın başını kendine saklamış; kalkanının önüne başını asıp, düşmanlarının taşa dönmesi için kullanmış. Perseus’un bu Medusa Efsanesi miti daha sonralarında da Romalıların totemi olmuştur. Kalkanlarına Medusa’nın başını işleyip, onları savaşta felaketlerden koruyacağına inanmışlardır.
Didim, Apollo Tapınağı ve İstanbul’da Yerebatan Sarnıcı Medusa motiflerinin işlenmesi bakımından en özgün ve kayda değer tarihi yerlerdir.
Medusa Efsanesi, feministliğin ve erkeğin kadına veyahut en çok da kadının kadına zulmün hikayesi olarak ele alınmaktadır. Hera’nın kahraman olduğu hikayeler ve Athena’nın özellikle Medusa efsanesi ‘ndeki rolü de kadının kadına yaptığının başka kimsenin yapamayacağının örnekleri gibidir. Ölümlü-ölümsüz, güçlü-güçsüz eşitsizliği hıncı, kini, öfkeyi; haksızlığa uğrayandan, kolay olandan çıkarılmayı meşru kılar. Nefret, kıskançlık, aşağılık duygusu tanrı veya tanrıçanın dengesini, egosunu sarstıysa, ölümsüzler her zaman kompleks duygularını örtecek ve yüceliklerini geri verebilecek kurbanlar bulurlar.