Vedanta Felsefesi
Doğu Felsefesi,  Felsefe,  Hint Felsefesi

Vedanta Felsefesi – Tezahür mü, Fenomenal Görünüş mü?

Vedanta Felsefesi

“Bahsettiğiniz ya da düşündüğünüz bütün bu kainat Brahman’dan başka bir şey değildir. Brahman Maya’nın sahasının ötesinde ikamet eder. Ondan başka hiçbir şey yoktur. Şanaklar, potalar ve kavanozlar yapıldıkları çamurdan farklı şeyler midir?” –Şamkara, Tefrik Etme Hazinesi

Bütün Vedanta okulları, Upanişadlara dayandıklarını iddia ederler. Bu iddia ister tam olarak kanıtlansın ister kanıtlanamasın, malzemelerinin dikkate değer bir kısmını bu kaynaktan aldıkları hususunda şüphe yoktur. Upanişadların öğretisi, hakim biçimde monisttir. Onlarda hangi türden bir monizm öğretildiğini belirlemek kolay olmasa da bu böyledir. Ancak bu, onlar hakkında yapılmış düalistik yorumlara engel olmamaktadır ve kadim zamanlarda Upanişadlara kadar götürülen düalizmin baş şekli, Samkhya’nın düalizm anlayışıdır.

Vedanta’nın el kitabı olarak evrensel bir kabul gören Vedanta-sutra’da bu düalizme yönelik açık bir işaret vardır. Badarayana’nın incelemesindeki başlıca konulardan biri, Upanişadların düalistik Samkhya’yı öğrettiği görüşünü reddetmedir. Onun incelemekte olduğu, eşit derece önemli bir diğer konu ise, ritüalist Mimamsa’nın reddidir.

Upanişadlar, Bhagavadgita ve Vedanta-sutra, prasthana-traya ya da bilinen haliyle Vedanta darşananın temel külliyatını oluştururlar. Vedanta Felsefesi ise genel tanımıyla Upanişadların öğretisini sistematik hale getirmek için yapılan teşebbüsleri açıklar.

Vedanta Felsefesi’nin Çeşitliliği

Bu sistematik hale getirmenin, birden fazla yolda gerçekleştirildiğini gösterecek kanıtlar vardır. Badarayana’nın Sutrası’nda, onun ardılları mı yoksa çağdaşları mı olduğu bilinmeyen yedi kadar Vedanta üstadına atıf vardır ve bu atıf, mokşanın doğası ve manevi talip için samnyasaya ihtiyaç gibi esas noktalarla ilgili, aralarındaki görüş farklılıklarını ima eder.

Vedanta Felsefeleri, önemli meselelerde birbirinden farklı olsalar da, benzer şekilde, bizahati Badarayana’nın öğrettiğini tam olarak temsil ettiklerini iddia ederler. Onun sutralarının aşırı derece veciz biçimi bu tür çeşitliliği mümkün kılar. Gerçekte onlar, Upanişadlardan çok daha esrarlıdır ve bu yüzden de onların anlamını elde etmek, eski araştırmalarda olduğundan çok daha zordur. Bunun sonucu, en temel noktalarla ilgili olarak bile, belirsizliğin olmasıdır. Mesela kesin bir şekilde, Badarayana’ya göre, dünyanın gerçekten Brahman’dan mı çıktığı (parinama) yoksa yalnızca onun fenomenal bir görünüşü (vivarta) mü olduğunu bilemeyiz.

“Ben atmanım. Ben brahmanım. Ben vişnuyum. Ben şivayım. Ben kainatım. Benden başka bir şey yoktur. Ben içeride ikamet ederim; ben dışarıdayım. Öndenim ve arkadanım. Kuzeydenim ve Güneydenim. Üsteyim ve alttayım.” – Şamkara, Tefrik Etme Hazinesi

 Bir zamanlar, pratik disiplin kadar teori altında da onların ima ettikleri bütün farklılıklarla birlikte bu görüşlerin her ikisini de destekleyen Vedanta-sutra üzerine yorumlar var olmuş gibi görünmektedir; ancak onların hepsinin yerini , sonraki görüşü savunan ve şimdi kayıp olan Şamkara’nın  büyük yorumu alır. Daha sonra, Bhaskara ve Yadavapyrakaşa gibi yorumcular tarafından bütünüyle ya da kısmen geri alınan görüşlerin bir kısmını yeniden canlandırmaya yönelik teşebbüslerde bulundular. Ancak yine de Vedanta ekolünün en başlıca iki düşünürü, biri felsefi yorumu temsil edecek olan Şamkara, diğeri ise teistik yorumu temsil edecek olan Ramacuna’dır.

Kaynakça:

  • Hint Felsefesi Tarihi – Mysore Hiriyanna
  • Hint Felsefesinin Temelleri – Korhan Kaya