Yoga

Tantra Öğretisi ve Şaktizm- “Mikrokozmos’tan Makrokozmos’a”

Tantra öğretisi, Hinduizm de mutlağın tezahürlerinden Tanrıça formu olan Şakti’ye bağlı bir öğretidir. Tantra ve Şakti’den önceki öğretiler özgürleşmenin yolu olarak zihni veya zekayı öne sürmüşlerdir. Bu noktada Şakti kolu, görünmeyeni görünen şeyle kavramaya gitmiştir. Şaktizm ile birlikte özgürleşmenin, nihai olanın birliğine ulaşma yolu olarak öğretinin içine artık maddede dahil olmuştur.

“O Kula’nın Hanımı! Kuladharma’da zevk tümüyle yoga oluyor, kötü eylemler iyi eylem oluyor ve dünya özgürlük mekanı oluyor.”

Hint Üçlemesi ve Tanrıça Şakti

Hint üçlemesinde üç önemli figür bulunmaktadır. Brahma, Vişnu ve Şiva. Brahma evreni yaratan, Şiva yok eden, Vişnu ise; evrenin koruyucusudur. Hindular Brahma’ya taparlar. O büyük bir savaşçı ve evrenin yaratıcısıdır. Doğmamıştır ve doğum nedir bilmez, şekillerden oluşan dünyayı yaratır, evrenin rahmidir. Hint üçlemesindeki figürler, Tanrı’dır. Hindular sonrasında evrenin yaratıcısı olan eril figürlerin yanına onların dişil yanını, sevgililerini katarlar.

Yaratıcılığı temsil eden, evrenin rahmi olan Tanrıdan ziyade Tanrıça figürü onlara daha ilgi çekici gelmiş olsa gerek. Brahma’nın sevgilisi Saraswati, Vişnu’nun sevgilisi Lakshmi ve Şiva’nın karısı Parvati‘dir. Savaswati ve Lakshmi daha çok eşlerinin süslemesi gibidir. Kocalarının konumu önceliklidir ve onların görevlerini desteklerler. Ancak Şiva’nın karısı Parvati, daha çok bilinen adıyla Şakti (Shakti) başlı başına erotik bir figürdür, şiirlerde, destanlarda ve ayinlerde kutlanılan kutsal bir Tanrıça!

Şaktizm ’den Tantra’ya

Şakti, görünenin görünmeyenden pay aldığını ve onunla aynı şey olduğunu söyler. Maddi olanı olumlar. Şaktizm de Şakti dişil ve yaratım enerjisinin, Kutsal Anne’nin, Yüce Tanrı’nın dişil yüzünün temsilidir. Şaktalar da Tanrı’nın bu yüzüne tapınırlar.

Şaktaların maddeyi olumlaması sonrasında, Tantra Öğretisi önceki ekollerin benimsediği zihin ve zekayla birleşmenin, özgürleşmenin yoluna fiziksel olanı da katarak yogaya yeni bir bakış açısı kazandıracaktır. Öncelikle mantraları (yani ilahileri ve sesleri) ve yantraları (iki boyutlu görsellikleri) pratiklerinin içine alacaktır. Duyuların dünyasındaki sesler ve görüntülerle birlikte uygulamalar yaparak meditatif bir duruma geçmek amaçlanacaktır. Daha sonralarında Tantra’ya  kokular, renkler ve daha nice duyuyla  algılanan maddeye dair şeyler eklenerek, öğreti genişleyecek ve sistematiğine eklenerek büyüyecektir.

Hatha Yoga’nın İlhamı – Tantra Öğretisi

Başlangıçta el ve jestlerle mudralar (enerji kilitleri) oluşturarak özgürleşmenin pratiğini oluşturan Tantra Yoga sonralarında Hatha Yoga’nın pratiklerinin ilhamı olacaktır. Hatha Yoga ise beden şekilleriyle mudralar oluşturacak ve özgürleşmenin içine bedeni de katarak; asana pratiklerini oluşturup yogada farklı bir sistematik yol izleyecektir.

Yoganın genel amacı; bireyselliğin kısıtlılığından özgürleşme edimidir. Tantra da bu özgürlüğe fiziksel olan şeyleri katarak meditatif hale geçmeye ve Kundalini Şakti’nin uyandırılması için farklı sistemler geliştirerek ulaşmaya çabalayacaktır.

Tantra Öğretisi ‘nin Okulları – Samaja ve Kaula Tantra

Tantra okulları sağ el yolu ve sol el yolu olarak iki kola ayrılmaktadır. Sağ el yolu (samaja tantra) çakralar (genellikle yedinci çakra,tepe çakrası), nadiler ve pranalar üstünde meditasyon yapar.

Sol el yolu (kaula tantra) öğrencisi ise;  Kundalini üzerine meditasyon yapar. Ve muladhara çakrayı açmak için çoğunlukla pratiklerine cinselliği de dahil eder. Bu pratikler genellikle radikal ve aşırıya kaçan uygulamalardır.

Tantra Öğretisi denilince cinsellikle bağdaştırılması da sol el okulunun benimsediği yoldandır. Neotantra’da pratiklerini oluştururken sol el yolunu benimseyecek ve cinselliğe kutsallığını geri vermek adına uygulamalar oluşturacaktır.

Hindu Vedik Metinlerinde Dört Döngü – Kali Çağı

Hint öğretilerine göre evren “Yuga” adı verilen dört zamandan oluşmaktadır. İnsanların ve evrenin fiziksel ve ruhsal kapasitesi başlangıçta “Altın Çağı”nı yaşamaktaydı. İnsanlar hem fiziksel anlamda hem de ruhsal anlamda potansiyelinin tümünü kullanabilmekteydi.

Satya (Krita) Yuga Dönemi

Altın Çağ, insanların mutlak olanla birlik içinde olduğu, herkesin iyi, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdüğü yine insanların ruhsal anlamda ve fiziksel anlamda en güçlü potansiyeli sergiledikleri, iyi erdemli faziletli yaşadıkları her insanın kamil olduğu bir dönemdir. Bu çağda cinsel birleşme bulunmuyordu. Bebekler şevkli ve sevgi dolu bir istençle kendiliğinden var oluyorlardı.

Treta Yuga Dönemi

Satya’dan daha aşağı bir çağdır. Kötülükler, karşıtlıklar ve bölünmeler ortaya çıkmaya başlamıştır. İnsan ömrü kısalmış, insanın ruhunun birliği ve iyiliği de zedelenmeye başlamıştır. Bu dönemde döllenme dokunarak yapılmaktaydı.

Dvapara Yuga Dönemi

İnsan boyu, Satya’daki insan boyunun yarısına indi. İnsan istediklerini Vedik metinlerle artık elde edemeyecek kadar kirlenmişti. Dharma’larını gerçekleştiremiyorlardı. Ruhsal güçleri oldukça azalmıştı. Onlara ihtiyaçlarına ve zayıflıklarına karşı “puranalar” adlı bir metin verildi.

Kali Çağı – En Aşağı Çağ

Günümüz çağıdır. Çaba ve sıkıntı çağı olarak da tanımlanır. Satya dönemindeki ayinler ve çalışmalar çoktan bırakıldı. Bizler bu metinleri uygulayacak öz disiplini çoktan yitiren, duyularına bağlı zayıf yaratıklar haline geldik. Bu yüzden bizim için yeni bir özgürlük metni oluşturuldu. Tantralar!

Tantra Öğretisi ‘nin Esası

“Evren ve evrenin içindeki her şeye, tüm var oluşun tek bir kaynağından yayılan gizli bir enerji ve güç nüfus eder.”

Bu kozmik gücün tezahürlerinin işlev gördüğü “makrokozmos” veya evren insan biçimi tarafından bir “mikrokozmos” olarak tam anlamıyla kopya edilir.

Tantracı da nihai olan Tanrı’yla birleşme çabasındadır. Ve Tanrı’nın “Şakti” tezahürü yani dişil form evreni kontrol eden gizli, asli kuvvetleri içinde barındırır. Bu gizil güç, Kundalini Şakti’dir.

“Ruhu samsaraya (yaratılmış biçimlere) bağlayan zincir de onu kesinlikle esaretten kurtaracak olan da Kundalini Enerjisi”nin açığa çıkmasını sağlayacak olan deneyimler aracılığıyla ve  sadhanayla (düzenli çalışma)’dır.”

İnsanın Üç Bedeni – Nedensel ve Gizli Beden

Şakta doktrinine göre, üç tür bedenimiz vardır.  Fiziksel beden, nedensel beden ve gizli bedendir. Fiziksel bedenimiz görünen bedenimizdir. Nedensel beden üçü arasında en dayanıklı olan içinde fiziksel ve gizli bedeni de barındırdığı bilinçtir. Gizli beden ise; bilinçsiz veya bilinçdışı denilen zihinle özdeştirilen bedendir. Bu beden fiziksel bedenin kalp atışı, nefes alma, sindirim, boşaltım ve iç salgıları içeren istem dışı işlevleri sürekli olarak çalıştırılan kontrol bedenidir. Bu beden iradesizdir ve her türlü kaynaktan seslerden kokulardan sözcüklerden renklerden gelen sinyallere tepki verir.

Psişik Nadi Kanalları ve Kundalini Enerjisi

Tantrik ustalar, nedensel bedenin alttaki iki bedenle (fiziksel ve gizli) kozmik alan arasında doğrudan psişik enerji değişim noktaları olduğunu söylerler. Bir bedenden diğerine psişik akımların geçmesi, gizli bedendeki “bir örümcek ağındaki iplikler gibi” örülmüş olan ve “nadi” adı verilen görünmez kanallar yoluyla gerçekleşir. Bu psişik ağlar “kanda” adı verilen, fiziksel bedende anüsle cinsel organlar arasında bulunan bir noktada bulunur. Bu nokta çakralar diye tanımlanan enerji merkezlerinden altıncı çakra yani muladhara’dadır. Muladhara çakrasında bulunan yaşam enerjisi “Kundalini” yılan gibi sarmalamış bir halde bu bölgede hareketsiz, uyuyan bir şekilde beklemektedir.

Tantra öğretisine göre, bu merkez üzerine meditasyon yapmak arzular, kıskançlık, öfke ve tutku üstünde hakimiyet kurmamızı sağlar. Kundalini fiziksel bedendeki yumurtalık ya da erbezlerinin ruh karşılığıdır. Herkeste bulunan dişil ve saf yaşam gücü enerjisidir. Kısaca, Kundalini Enerjisi, uyuyan yaratım enerjisidir. Yaratımın, var olmanın gizemidir.

Tantra Yogası’nda Prana ve Apana İşlevi

Tantra Yogası ‘nda da yoganın genel hatlarında olduğu gibi prananın (nefes) önemi vurgulanmaktadır. Prana, solunum yollarımızdan akan yaşam gücüdür. Üste doğru bir akışla alınıp, verilmek zorundadır. Ve bu çoğunlukla farkında olunmadan, sığ yapılan bir güdüdür. Apana ise; boşaltım bölgemizde akan yaşam gücüdür. Ve aşağıya doğru akar. Tantra’da özellikle sol el yolunda nefes kontrolünün önemi Kundalini Şakti’yi uyandırmak için kullanılır. Pratiklerle yaşam güçlerinin akışlarını terslerine çevirerek, Kundalini’nin bulunduğu muladhara bölgesine taşıyarak yaratım enerjisini uyandırmaya ve özgürleştirmek için bir çaba içine girilmelidir.

Psişik Akım Kanalları – Pingala ve İda

Erkek ve kadın da pşisik akımların geçtiği kanallar vardır. Bunlar “pingala” ve “ida” kanallarıdır. Pingala kanalı erkeğin sol testisinden (kadının sol yumurtalığından) başlar ve sağ burun deliğinde sona erer. İda ise sağ testisten(ya da yumurtalıktan) çıkar ve sol burun deliğinden sona erer. Bu kanalların temizliği Tantra’da oldukça önemlidir. Bu kanalların arındırılması, öğretideki başlıca “sadhana” –düzenli tekrar- tekniklerinden biridir. Ve uyuyan yaratım enerjisini açığa çıkartmak için, üstünde çabayla çalışmak ve nefesi terbiye etmek gereklidir.

Bu çalışmalar yapılırken “meru sopası”nın (omurga) dik olması gerekmektedir. Yaşamsal enerji omurga boyunca yayılmaktadır. Ve tıkanıklığın olmaması için omurgayı rahat tutmak nefes egzersizlerinin ve genel itibariyle yoganın olmazsa olmazlarındandır.

“Esas olarak prana kozmik enerjiden başka bir şey değildir. Durağan, değişken veya dinamik durumda olsun, evrendeki tüm asli güçlerin toplamıdır.”

Kaynakça:

  • Omar Garrison – Tantra Seks Yogası
  • Akif Poroy – Resimli Tantra Öğretisi
  • Upanişadlar
  • Yoga Sutralar – Patanjali