Maya Mitolojisi
Mitoloji

Maya Mitolojisi – Yaratılış Efsanesi ve Panteonu

Maya Mitolojisi, Güney Meksika ve Orta Amerika’da bulunan Maya Uygarlığı’nın dini geleneklerini yansıtan bir inanç sistemiydi. Kuşkusuz İspanyol sömürgeleri öncesinde Güney Amerika Mitolojileri ’nde en ilgi çekici uygarlıklardan biriydi. Gelişmiş yazı sistemleri, komplike takvimleri, astronomi ve mimari bilgileri çağının oldukça ilerisindeydi. Mısırlılar gibi ilerlemiş mimari teknikleriyle piramitler inşa etmişlerdi. Aztekler gibi dini gerekçelerle insan kurban etmeleri de Maya Mitolojisi ’ni ilginç kılmaktaydı. Maya Mitolojisi ’ne dair bildiklerimiz taş anıtlara ve kondekslere kazınan hiyeroglif yazılardan ve İspanyol sömürgecilerin yazıya döktüğü “Popol Vuh” (İnsanların Kitabı) sayesindeydi.

Maya Mitolojisi’nde Yaratılış Miti

Popol Vuh’un yaratılış destanı, yeryüzü henüz yaratılmadan önce, dünyanın uçsuz bucaksız durgun bir deniz ile gökyüzünden ibaret olduğunu belirterek açıklamaktadır:

Bir tek insan bile henüz ortalıkta yoktu. Ne bir hayvan, ne bir kuş, ne bir balık, yengeç, ağaç, kaya, kovuk, vadi, ova veya orman vardı. Sadece gökyüzü vardı; toprak henüz suların içinden çıkmamıştı; göğün altında durgun denizden başka hiçbir şey yoktu. Her şey dingindi, hareketsizdi, yaprak bile kıpırdamıyordu. Her şey zapturapt altındaydı, göğün altında hareketsiz yatıyordu.

Yeşil ve mavi renkli parlak tüylerle kaplı tüylü yılan Gucumatz, denizin içinde kıvrıla kıvrıla yüzmekteydi. Huracan adıyla da bilinen Göğün Kalbi ise gökyüzünde üç çeşit şimşek olarak zuhur etmektedir. Bu muhazzam ıssızlığın ortasında Gucumatz ve Göğün Kalbi sohbet etmeye başlarlar. Yaratılıştan, ilk şafaktan, insandan söz ederler, bu konuşmalar neticesinde dağlar ile yeryüzü denizden yükselmeye başlar, yeryüzündeki çorak düzlükler selvi ve çam ormanlarıyla kaplanır.

Yaratıcılar, yeni yarattıkları yeryüzüne hakim olabilmeleri için kuşları, geyikleri, jaguarları, yılanları, dağlık ve ormanlık alanda yaşayan hayvanları yaratır. Ve onlardan yaratıcılarına dua edip, şükranlarını sunmalarını isterler ancak onlar konuşmayı bilmemektedir:

Sadece öttüler, sadece böğürdüler, sadece uludular. Hangi dili konuştukları belli değildi, her biri başka bir ses çıkarıyordu.

Hayvanlar doğru düzgün konuşamadıkları için tanrılara tapınamamaktadırlar, bu yüzden tanrılar onları yeryüzüne hakim kılmaktan vazgeçerler. Bunun yerine hayvanların ormanlarda ve dağlarda yaşamalarını, tanrılara layığıyla tapınacak olan insanları besleyecek olan avı olmalarını emrederler.

Tanrılar ilkinde başarılı olamadıkları insanı ikinci kez yaratmayı denerler, bu kez onu balçıktan yaratırlar. Bu yeni ırk konuşabilmektedir, fakat ne söylediği anlaşılmamaktadır, üstelik çelimsiz ve kuvvetsizdir. Bedeni kısa sürede ufalanıp, parçalanmaya başlar. Tanrılar bu yeni yaratığın çok fazla hayatta kalamayacağını anlayınca balçıktan yaptıkları bu modeli parçalayıp yeni bir insan ırkı yaratmaya koyulurlar.

Hüsranla sonuçlanan girişimlerden sonra, Göğün Kalbi ve Gucumatz, ihtiyar falcı çift Xpiyacoc ile Xmucane’ye danışırlar. Falcılar mısır başağı ve mercanağacı tohumları kullanarak ve bir yandan da kutsal takvimin günlerini yüksek sesli sayarak fal bakmaya başlarlar. Nihayet insanların odundan yapılması gerektiği kehanetinde bulunurlar. Bunun üzerine yaratıcılar “öyle olsun!” derler ve yeryüzü anında tahtadan yaratılmış insan ırkıyla dolar.

Erkekler odundan yaratılmıştır, kadınlar ise çalılardan yaratılmıştır. Bu varlıklar insan gibi görünmelerine, konuşmalarına, üremelerine rağmen, ifadesiz suratlara, kuru ciltlere, kansız vücutlara sahiptiler. Tahta insanların ruhları ve anlayışları yoktur, yaratıcılarına ne hürmet etmektedirler ne de tapınmaktadırlar. Bu yüzden tanrılar tahta insanların yok edilmesi gerektiğine inanırlar ve bu insanların üstüne bir tufan gönderirler. Gökyüzünden üzerlerine yapışkan bir özsuyu yağar, dehşetengiz demonlar onlar vücutlarını oyar, dilim dilim doğrar. Hatta kullandıkları çanak çömlekler ve besledikleri hayvanlar bile onlara karşı ayaklanır:

İrili ufaklı hayvanlar onların evlerini bastı. Tahtalarla taşlarla onların yüzlerine yüzlerini parçaladılar. Her şey dile geldi,  hepsi konuştu: Su testileri, tortilla tavaları, tencereleri, köpekleri, eldeğirmenleri, ne var ne yoksa hepsi onların yüzlerini ezdi.

Tahta insanlar çaresizce kaçışırlar, fakat artık sığınabilecekleri hiçbir yer yoktur. Görüldükleri her yerde yakalanıp, katledilirler. Bu katliamdan kurtulan tahta insanların tohumları, orman maymunlarıdır. Tanrılar bu münasebetsiz yaratıkları ibreti alem olsun diye bırakmışlardır…

Sonunda tanrılar doğru yöntemi buldular. Bitkilerden dünyanın dört köşesine uyacak dört erkek ve sonra da dört kadın yarattılar.

Maya Mitolojisi Tanrıları

Acat: Dövme Tanrısı

Alom: Gök ve ormanın tanrısı, bir yaratıcı tanrı.

Awilix: Ay tanrıçası, gecenin kraliçesi.

Bacab: Yerin ve gök gürültüsünün eski tanrısı

Baalham: Yeraltı dünyasının jaguar tanrısı. Ayrıca insanları ve toplulukları koruyan jaguar tanrılarının herhangi biri.

Bitol: Bir gökyüzü tanrısı. İnsanlığı yaratmaya yönelik son iki girişime katılan yaratıcı ve yok edici tanrılardan biri.

Bolon Tzʼakab: Bolon Dzacab şimşek tanrısı, hasat ve tohumların koruyucusu.

Buluc Chabtan: Savaş, şiddet, fedakarlık ve kumar tanrısı.

Cabrakan: Dağların ve depremlerin tanrısı. Vucub Caquix ve Chimalmat’ın oğluydu.

Camazotz: Bir yarasa, ölüm tanrısı.

Huracan: Üç yıldırım tanrısından biri olan ve “Gökyüzünün Kalbi” olarak adlandırılan grubun üyesidir.

Cit-Bolon-Tum: Tıp ve şifa tanrısı.

Chin: Eşcinsel ilişkilerin ana tanrısı

Cizin: Metnal’da yaşayan bir deprem ve ölüm tanrısı. Sık sık sigara içen dans eden bir insan iskeleti olarak tasvir edilir.

Gucumatz: Tüylü bir yılan tanrısı ve yaratıcı tanrı. Tüylü yılan tanrısının tasviri, Mezoamerika’nın diğer kültürlerinde mevcuttur.

Hunab Ku: En yüksek Yucatec tanrısı olarak Itzamna ile özdeş “Tek Tanrı”; veya daha soyut bir üst tanrı. * Şu anki araştırmalar, bu ‘Maya’ sembolünün Maya kökenli olmadığını ve daha ziyade bir Katolik misyoner tarafından tek tanrı kavramını Maya kültürüne daha kolay sokmak için bir icat olduğunu gösteriyor.

Ixtab: İntihar tanrıçası boynunda bir ip ile temsil edildi.

Kukulkan: “Tüylü Yılan”. Büyük ölçüde Meksikalı olmasına rağmen, Kukulkan’ın kökenleri Savaş Yılanı olarak bilindiği Klasik Dönemin Maya’sına dayanmaktadır.

Xmucane ve Xpiayoc: İlk insanları yaratmaya yardım eden bir yaratıcı tanrı çifti. Ayrıca Hun Hunahpu ve Vucub Hunahpu’nun ebeveynleridir.

Xaman Ek: Yolculuk sırasında ormanın, vahşi doğanın ve avın tanrısı yol kenarında ona adaklar sunan gezginlerin ve tüccarların tanrısı.

Zipacna: Yer kabuğunun şeytani bir kişiliği.