Hermeneutik Felsefe
Batı Felsefesi,  Felsefe

Hermeneutik Felsefe | Schleiermacher ve Dilthey Felsefesi

Hermeneutik Felsefe.

Hermeneutik, kelime anlamıyla “yorumlama” anlamına gelen bir terimdir. Felsefede ise hermeneutik, metinleri, sembolleri ve kültürel ifadeleri anlamlandırma sürecini inceleyen bir disiplindir. Bu felsefi yaklaşım, özellikle metinlerin yorumlanması ve anlamının çözülmesi konularında odaklanır.

Hermeneutik, öncelikle 19. yüzyılda Alman filozof Friedrich Schleiermacher tarafından geliştirildi. O zamanlarda, hermeneutik daha çok dini metinlerin yorumlanmasında kullanılıyordu. Ancak daha sonra, hermeneutiğin kapsamı genişledi ve diğer alanlarda da kullanılmaya başlandı. Özellikle dil, tarih, edebiyat, hukuk ve sosyal bilimler gibi disiplinlerde, hermeneutik yöntemler ve prensipler yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Hermeneutik, metinleri anlamak için dikkate alınması gereken bazı önemli ilkeleri içerir. Örneğin, metni izole etmek yerine, metni bağlamıyla birlikte ele almak önemlidir. Metin, tarih, kültür, dil ve yazarın niyeti gibi faktörlerle ilişkilendirilerek anlamlandırılır. Ayrıca, yorumlayıcı ile metin arasındaki etkileşim de hermeneutiğin bir parçasıdır. Yorumlayıcı, kendi ön anlayışları, deneyimleri ve değerleriyle metni anlamlandırır.

Hermeneutik, anlamın tam ve nihai bir şekilde keşfedilemeyeceğini savunur. Metinlerin ve sembollerin anlamı, farklı yorumlayıcılar arasında değişebilir ve zamanla evrilebilir. Bu nedenle, hermeneutik yöntemler, metinlerin sürekli olarak yorumlanması ve yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

Sonuç olarak, hermeneutik felsefe, metinleri ve sembolleri anlamlandırma sürecini inceleyen bir disiplindir. Bu yaklaşım, yorumlama sürecinde metnin bağlamını, yazarın niyetini ve yorumlayıcının katkısını önemseyen bir yaklaşımı benimser.

Hermeneutiğin Yöntemi

Hermeneutik felsefesi, anlama ve yorumlama süreçlerini inceleyen bir disiplindir. Hermeneutik, metinlerin, sembollerin veya kültürel ifadelerin anlamını çözümleme ve yorumlama yöntemlerini araştırır. Bu felsefi yaklaşımın temel yöntemi, aşağıdaki prensiplere dayanır:

Bağlamsal Analiz: Hermeneutiğin temel ilkesi, metni veya sembolü bağlamıyla birlikte değerlendirmektir. Bir metni veya sembolü anlamak için, o metnin veya sembolün tarihî, kültürel, sosyal ve dilbilimsel bağlamını anlamak önemlidir. Bağlam, anlamın oluşturulduğu ve etkileşimde bulunulan zemin olarak kabul edilir.

Ön Anlayış: Hermeneutik, yorumlayıcının kendi ön anlayışını, deneyimlerini ve değerlerini dikkate alır. Yorumlayıcı, metni anlamlandırırken, önyargılarından ve önceden edindiği bilgilerden etkilenebilir. Bu nedenle, yorumlayıcının ön anlayışının bilinçli bir şekilde tanınması ve sorgulanması önemlidir.

Tarihsel Süreklilik: Hermeneutik, metinlerin tarihsel bir süreklilik içinde anlaşılması gerektiğini vurgular. Bir metni anlamak için, o metnin yazıldığı dönemi, yazarın niyetlerini ve o dönemdeki kültürel, sosyal ve felsefi koşulları göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu, metnin zaman içindeki değişime tabi olduğunu ve farklı yorumlayıcılar tarafından farklı şekillerde anlaşılabileceğini gösterir.

Dilin Rolü: Hermeneutik, dilin anlamın temel aracı olduğunu kabul eder. Dil, düşüncelerin ifade edildiği ve iletişim kurulduğu bir araçtır. Hermeneutik yaklaşımda, dilin yapısal özelliklerinin yanı sıra semantik, pragmatik ve sözlüksel anlamları da dikkate alınır. Dilin tarihsel ve kültürel bağlam içinde nasıl kullanıldığı, anlamın belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Hermeneutik felsefesinin yöntemi, metinleri veya sembolleri anlamak için bu prensipleri uygulamak ve yorumlayıcının ön anlayışını dikkate alarak anlamı çözümlemektir. Yorumlayıcı, metni bağlamıyla birlikte ele alır, tarihsel süreklilik ve dilin rolünü göz önünde bulundurur ve önceden edinilmiş bilgi ve ön anlayışını sorgular. Bu yöntem, metinlerin veya sembollerin anlamının sürekli olarak yeniden değerlendirilmesini ve yeniden yorumlanmasını teşvik eder.

Schleiermacher Felsefesi | Hermeneutik Felsefe

Friedrich Schleiermacher (1768-1834), Alman teolog, filozof ve edebiyat eleştirmeni olarak bilinen önemli bir düşünürdür. Schleiermacher, özellikle dini deneyimi ve dini dilin anlaşılması konularında önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca, idealist felsefe geleneğine ve Romantizm’e etkisiyle de tanınır.

Schleiermacher’ın felsefesi, insan deneyimini ve dini deneyimi merkeze alır. Ona göre, din insanın içsel bir deneyimi olarak ortaya çıkar ve dini ifadeler, bu deneyimin bir yansımasıdır. Din, metafizik ya da dogmatik bir gerçeklikten ziyade, insanın kendi derin duygusal ve ruhsal deneyimlerinin bir ifadesidir.

Schleiermacher, “Oniki Konuşma Üzerine Dinin Özü” (Über die Religion: Reden an die Gebildeten unter ihren Verächtern) adlı eserinde dini deneyimi tanımlamaya çalışır. Ona göre, dini deneyim, insanın evrende ve sonsuzda olduğunu hissettiği bir birlik duygusudur. Bu birlik duygusu, evrenin gizemine karşı bir hayranlık ve kendini aşma arzusuyla birlikte ortaya çıkar.

Schleiermacher ayrıca, dinin anlaşılması için dilin önemini vurgular. Dil, insanların deneyimlerini ifade etmek ve paylaşmak için kullanılan bir araçtır. Schleiermacher’a göre, dini dil, dini deneyimi aktarmada özel bir role sahiptir ve dini deneyimi ifade etmek için başka bir dili kullanmak zordur. Bu nedenle, dini ifadeleri ve sembolleri anlamak için dilin doğru bir şekilde yorumlanması gerektiğini savunur.

Schleiermacher’ın felsefesi, dinin özünü deneysel bir şekilde araştıran bir anlayışı temsil eder. Ona göre, dinin temelindeki deneyimler ve duygusal birlik duygusu, dini deneyimin temelini oluşturur. Bu yaklaşımıyla, Schleiermacher, dini deneyimi rasyonel ve ahlaki bir düşünce sistemiyle açıklamak yerine, kişisel ve duygusal bir deneyim olarak değerlendirir.

Dilthey Felsefesi | Hermeneutik Felsefe

Wilhelm Dilthey, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Almanya’da etkili olan bir filozof ve sosyal bilimciydi. Dilthey’in felsefesi, insan bilimleri (Geisteswissenschaften) alanında öne çıkan bir anlayışı temsil eder.

Dilthey, doğa bilimlerinin aksine, insanların içsel deneyimlerini ve insanların sosyal, tarihsel ve kültürel bağlamlar içindeki yaşamlarını anlamayı hedefleyen insan bilimlerine odaklanır. Ona göre, insan bilimleri, doğa bilimlerinde olduğu gibi nesnel yasaları keşfetmeyi değil, insanların eşsiz deneyimlerini ve insanlığın anlamını kavramayı amaçlar.

Dilthey, anlama ve yorumlama süreçlerine önem verir. Ona göre, insan bilimlerinin temel özelliği, insanın iç dünyasını ve dış dünya arasındaki ilişkileri anlamaya yönelik bir anlama faaliyeti içermesidir. İnsan bilimleri, metinler, sanat eserleri ve diğer kültürel ifadeler aracılığıyla insan deneyimini anlamak için hermeneutik yöntemleri kullanır.

Dilthey’in felsefesi, tarih, edebiyat, psikoloji ve sosyoloji gibi disiplinlerin yöntemlerini birleştirmeye çalışır. Ona göre, insanlar geçmişteki deneyimlerimizi ve kültürel mirasımızı anlamak için tarih ve geçmişe yönelik bir anlama sürecine ihtiyaç duyarız. Aynı şekilde, dil, sanat ve diğer kültürel ifadeler, insanların iç dünyalarını ve deneyimlerini ifade etmeleri için önemli araçlardır.

Dilthey’in felsefesi, insanın tarihsel ve sosyal bağlam içinde şekillendiğini ve bu bağlamın anlaşılmasının insanın varoluşsal anlamını anlamak için kritik olduğunu vurgular. Ona göre, insan bilimleri, insanların deneyimlerini ve anlamlarını anlama çabasıyla birlikte, insanın öznel deneyimlerini nesnel bir şekilde analiz etme girişimini de içerir.

Sonuç olarak, Wilhelm Dilthey’in felsefesi, insan bilimleri alanında anlama ve yorumlama süreçlerine odaklanır. Onun perspektifi, insan deneyimini ve insanlığın anlamını kavramak için tarih, kültür ve dilin önemini vurgular. Dilthey’in çalışmaları, modern sosyal bilimler ve fenomenoloji alanlarında büyük bir etki yapmıştır.

Kaynakça:

Ali Taşkın – Metin Becermen: Felsefe Tarihi II. Sentez Yayınları

Jens Zimmermann – Hermeneutik, Kısa Bir Giriş